- Romandaki karakterin iç dünyası; düşündükleri, hissettikleri ve olaylara tepkileri daha etkili bir şekilde sunulabilir. Bir karakterin psikolojisine, düşünce dünyasına yoğunlaşmak isteyen eserler birinci şahıs anlatıcıyı tercih edebilir. - Okuyucu, olayları anlatan karakteri daha yakından tanıyabilir, onunla daha rahat empati kurabilir.. - Özellikle üçüncü şahıs anlatıcıya göre, daha “doğal” olduğu söylenebilir. |
- Birinci şahıs anlatıcı, bir karakteri daha iyi tanıtabilir, ama kalabalık bir karakter grubunu ele almayı zor hale getirmesi açısından kısıtlayıcıdır. - Kullanılan dilin, anlatıcı olarak seçilen karakter ile doğru orantılı olması gerekir. Ana karakter bir çocuksa, yazarın edebi bir dil kullanması tuhaf gözükebilir. - Bakış açısı, seçilen karakterle sınırlıdır. Seçilen karakter ve başından geçen olaylar eğlenceli değilse, okuyucu kurgudan hızlı bir şekilde soğuyabilir. Anlatıcının dahil olmadığı sahneler doğrudan dahil edilemez. |