Otobiyografik Romanlar ve Hikayeler

Edebiyat eserleri ile ilgili yazılar okurken, bazı roman ve hikayelerin “otobiyografik” sıfatı ile tanımlandığını görebilirsiniz. Bu yazıda, otobiyografik roman kavramının ne anlama geldiğine ve bu kavramın hangi farklı durumlarda kullanıldığına göz atacağız.
 
Olası bir karışıklığı aradan çıkarmak için, bu sıfatın nereden geldiğine bakmak iyi bir başlangıç noktası olabilir. Türkçede zaman zaman “yaşam öyküsü” olarak da kullanılan “biyografi”, bir insanın hayatını anlatan eserleri ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. “Otobiyografi” ise, bir insanın kendi yaşam öyküsünü aktarmasını ifade eder.

Otobiyografi ile sık sık karıştırılan bir tür, “Anı” veya “Hatıra” yazılarıdır. Bu kavramlar her zaman yüzde yüz isabetle kullanılmasa da, anı ve hatıra türleri genellikle bir yazarın hayatından belli bir olaya veya belli bir döneme yoğunlaşır. Bir otobiyografinin ise daha uzun bir zaman aralığını ele alması beklenir.
 


Otobiyografi kavramı ile ilgili anlaşılması gereken detay, bunun edebiyat içinde ayrı bir “tür” olduğu gerçeğidir. Bu tür içinde eser veren yazarlar, hayatlarını geniş bir zaman aralığında ele alarak okuyuculara ulaştırırlar ve yazdıklarında gerçekten yaşadıkları olayları konu alırlar. Bir başka deyişle, otobiyografiler kurmaca değildir, yani hayal ürünü olan hiçbir şey içermemeleri gerekir. 

 
 
“Otobiyografik hikaye” veya “otobiyografik roman” gibi kavramlar da tam bu noktada devreye girer. Bazen yazarlar, kendi yaşam öykülerini doğrudan okuyuculara anlatmak yerine bunu kurmaca karakterler ve kurmaca bir atmosfer içinde ele almayı tercih ederler. Yaşanan olaylar, gözüken karakterler, ele alınan konular yazarların gerçek hayatından gelir, ancak bir şekilde “hayali” hale getirilir.

 
Daha "karmaşık" bir soru olarak, otobiyografilerin gerçekten "hayal gücünden arınmış" eserler olup olmadığı, bir kişi tarafından yazılan bir eserin tamamen objektif ve tarafsız olmasının mümkün olup olmadığı gibi sorular sorulabilir. Bunlar, özellikle akademik olarak son derece makul sorular olmakla beraber, bu yazının kapsamı dışında bırakılmıştır. 
 
Otobiyografik romanlar, yazarların kendi hayatlarından gelen, kişisel olarak deneyimledikleri olayları konu almaya imkan verdikleri, ancak yine de çeşitli açılardan hayal gücüne ve esnekliğe olanak sağladığı için sık sık üretilen bir türdür. Ancak, roman ve hikayelerin “otobiyografik” olduğunu anlamak, en az üretim açısından olduğu kadar, değerlendirme açısından da önemlidir. Bir romanın otobiyografik bir roman olduğunu anlamak ve burada anlatılan hikayeyi yazarın kendi hayatıyla birlikte değerlendirmek, bu eserin çok daha iyi anlaşılmasını sağlar.


Gençliğinde kolundan ciddi bir rahatsızlık geçiren Peyami Safa, bu romanda bacağında ciddi bir rahatsızlık olan bir ana karakter kullanır. Bu açıdan, bu romandaki pek çok unsurun yazarın kendi hayatından geldiği sonucuna ulaşılabilir. 

Otobiyografik kavramı ile ilgili önemli bir nokta, bunun her zaman aynı “kurmaca – gerçek” oranını ifade etmemesidir. Baştan sona gerçek bir olaydan esinlenen, fakat kurmaca hale getirilen bir roman ile, yalnızca yirmi sayfa boyunca yazarın hayatından öğeler içeren bir roman, aynı düzeyde “otobiyografik” olarak tanımlanamaz.
 
Bu durumu ifade etmek için, zaman zaman farklı cümle yapıları kullanıldığını görebilirsiniz. Bir romanın doğrudan “otobiyografik” olarak tanımlanması, genellikle tamamen yazarın kendi hayatında yaşadıklarından esinlendiği anlamını taşır. Böyle bir etkinin daha az olduğu eserlerde, genel bir tanımlama yapmak yerine, romanın veya hikayenin “otobiyografik unsurlar içerdiğini” söylemek daha çok kabul gören bir kullanımdır.
 
Otobiyografiler, kurmaca eserler değildir. Yazarlar bazı noktaları yanlış hatırlayabilir, bazı olayları sübjektif olarak yorumlayabilir veya çeşitli noktalarda kendilerini haklı göstermek için değişiklikler yapabilir – ancak amaç gerçekten yaşanan olayları okuyucuya aktarmaktır.
 
 
Otobiyografik romanlar ise kurmacadır. Dolayısıyla, yazarın “gerçeklerden” bahsetmek gibi bir zorunluluğu yoktur. Bunlar, eseri üreten kişinin kendi hayatından esinlenerek yazdığı hayali hikayelerdir.
 


 

19. Yüzyıl Muhalefet Kavramları


Osmanlı Devleti: 19. Yüzyılda Siyasi Güç


Doğru Batılılaşma


Yanlış Batılılaşma


canlı bahis siteleri rulet siteleri bahis siteleri yeni giris casino siteleri bahis siteleri free spin veren siteler casino siteleri deneme bonusu bahis siteleri canlı casino siteleri slot siteleri grandpashabet betwoon