19. Yüzyıl Muhalefet Kavramları

1800’lü yıllarda yaşanan siyasi ve kültürel gelişmeler, Osmanlı Devleti’nde daha önceki yıllarda var olmayan bir kavramı; “muhalefet” kavramını ortaya çıkartmıştı. 1800’lü yıllar öncesinde de elbette taht mücadeleleri, sadrazamlar ve diğer devlet adamları arasında daha fazla güç kazanmak için çekişmeler, hatta padişahların anneleri ve eşleri arasında daha fazla etki sahibi olma girişimleri yaşanıyordu. Ancak bunların hiçbirisi, günümüzde anladığımız şekliyle; açıktan açığa yapılan, mevcut hükümete doğrudan eleştiriler yöneltilen, halka açık bir alternatif sunulan “muhalefet” hareketleri değildi.

Böyle bir yapının ortaya çıkması, Osmanlı Devleti’nin 1800’lü yıllarda yaşadığı değişimler sayesinde gerçekleşti. Tanzimat Fermanı’ndan sonra devlet yönetiminin modernleştirilmeye çalışılması, siyasi yazıların yayımlandığı gazetelerin ortaya çıkması ve Yeni Osmanlılar Cemiyeti gibi örgütlerin çabaları, bu siyasi yapının ortaya çıkmasında etkili oldu.

Tabii ki, Osmanlı Devleti kadar büyük ve kalabalık bir devlet içinde, tek bir muhalefet anlayışı yoktu. Bu yazıda, 19. yüzyılda Osmanlı Devleti’ndeki en önemli muhalefet hareketlerinden ve muhalif gruplardan bazılarını incelemeye çalışacağız.

 

"Devlet Yönetiminin Modernleştirilmesi"

Devlet yönetiminin “modernleştirilmesi” ile ne kastettiğimizi daha detaylı olarak okumak için, Tanzimat Fermanı ve Batılılaşma Kavramı yazılarımıza göz atabilirsiniz.

 

Kavramlar

Bu yazıda, 19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde ve Avrupa’da faaliyet gösteren muhalif gruplara yoğunlaşacağız. Yazımızda aşağıdaki kavramlarla ilgili bilgilere ulaşabilirsiniz.

Genç Osmanlılar
Yeni Osmanlılar
Yeni Osmanlılar Cemiyeti

Jön Türkler
İttihat ve Terakki Cemiyeti (Fırkası)

Adem-i Merkeziyet ve Teşebbüs-i Şahsi Cemiyeti
Ahrar Fırkası
Hürriyet ve İtilaf Fırkası

Yeni Osmanlılar, Genç Osmanlılar, Yeni Osmanlılar Cemiyeti ve Jön Türkler gibi kavramlar, on dokuzuncu yüzyıl Osmanlı tarihini incelerken mutlaka karşınıza çıkacaktır. Belli kaynaklarda, bu kavramların bazılarının serbestçe, zaman zaman birbirleriyle eş anlamlı olarak kullanıldığını bile görebilirsiniz. Bu durum teknik olarak doğru olmasa da, aslında tarihi açıdan bazı makul yanları da bulunuyor.


19. yüzyılın önemli aydınlarından Prens Sabahaddin, hem II. Abdülhamid’e, hem de onu deviren İttihad ve Terakki Cemiyeti’ne muhalifti.

1860’lı yıllardan sonra ortaya çıkan bu kavramların hepsi, Osmanlı Devleti’nde Tanzimat Fermanı’ndan sonra ortaya çıkan; Batılılaşmış, aydın, ülkenin yönetiminin modernleşmesini isteyen kişileri ifade ediyor. Tabi hepsinin ortak yanları olsa da, farklı kavramlarla ifade edilmelerinin sebepleri de var.

Basit bir özetle, şu cümleyi kurabiliriz: Eğer bir arkadaşınızla tarih konusunda sohbet ediyorsanız, her iki taraf da neden bahsedildiği konusunda hemfikir olduğu sürece, bu kavramları eş anlamlı olarak kullanmanız çok büyük bir sorun değil. Ancak tarihle ilgili daha ciddi bir çalışma yapıyor, örneğin bir yazı yazıyorsanız, bunların kesin anlamlarını da dikkate almanız gerekiyor.

 

Yeni Osmanlılar ve Jön Türkler

Yeni Osmanlılar Cemiyeti, ilgili yazımızdan da okuyabileceğiniz gibi, 1860’lı yılların ortasından II. Abdülhamid’in saltanatına kadar aktif olan bir örgüttü. Bu “cemiyetin” üyeleri arasında Namık Kemal, Şinasi, Agah Efendi ve Ali Suavi gibi, dönemin önemli aydınları yer alıyor, cemiyet Midhat Paşa ve Mustafa Reşid Paşa gibi önemli devlet adamları tarafından da destekleniyordu. Cemiyetin temel amacı: Osmanlı Devleti’nde “Meşrutiyet” ilan etmek – yani kurulacak bir meclisle halkın da yönetimde söz sahibi olmasını sağlamaktı.

Yeni Osmanlılar ve Genç Osmanlılar gibi kavramlar, bu cemiyetin üyeleri için kullanılıyordu. Fakat çeşitli kaynaklarda, “cemiyet” ifadesi olmadan yalnızca “Yeni Osmanlılar” veya “Genç Osmanlılar” ifadelerinin bu cemiyete doğrudan üye olmasa da, onlarla benzer düşüncelere sahip olan, bu fikirlere sempati duyan kişiler için de kullanıldığını görebilirsiniz.

Yeni Osmanlılar Cemiyeti, 1860’lı yılların ortasından 1876 yılına kadar aktifti.

Bu kavramlarla benzer bir anlam taşıyan Jön Türkler ise, daha sonraki muhalif nesli ifade ediyordu. Jön Türkler; 1876 yılında tahta çıktıktan sonra, bütün siyasi gücü kendi elinde toplayan, Meşrutiyet ve Kanun-i Esasi’yi askıya alan II. Abdülhamid’e karşı çıkan kişilerdi. Üyelerinin pek çoğu, Yeni Osmanlılar Cemiyeti tarafından yayılan fikirleri destekliyor; önemli bir kısmı da yurt dışında, Avrupa’da yaşıyordu.

“Jön Türkler” kavramının “Yeni Osmanlılar Cemiyeti”nden en büyük farkı, bunların kendi içinde bir “örgüt” olmamasıydı. Yeni Osmanlılar Cemiyeti’ni oluşturan insanlar, pek çok konuda farklı fikirleri savunsalar ve zaman zaman birbirlerinden ayrı hareket etseler de sonuç olarak bir örgütün parçalarıydı. Jön Türkler ise yalnızca II. Abdülhamid’e muhalif, modernleşme taraftarı kişilerdi – bütün Jön Türklerin tek bir “örgüt” altında toplanması gibi bir durum söz konusu değildi.

 

Jön Türkler ve İttihat ve Terakki

Bazı kaynaklarda, İttihat ve Terakki tarafından gerçekleştirilen 1908 Devrimi’nin “Jön Türk Devrimi” olarak adlandırıldığını görebilirsiniz. Bu tam olarak doğru bir tanımlama değil, çünkü kendilerini Jön Türk olarak tanımlayan kişilerin hepsi İttihat ve Terakki üyeleri değildi.

Jön Türk kavramı, Fransızca “Jeune Turc” (Genç Türkler) ifadesinden geliyordu.

1902 yılında, Paris’te benzer fikirden insanları bir araya getiren bir “Jön Türk Kongresi” düzenlenmişti. Bu kongrede, Jön Türkler içinde temel bir fikir ayrılığı yaşanmıştı. Annesi tarafından Osmanlı Hanedanına dahil olsa da, II. Abdülhamid’in yönetimine karşı çıkan Prens Sabahaddin etrafında bir araya gelenler “Teşebbüs- i Şahsi ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti” isimli bir örgüt kurmuştu.

 

"Teşebbüs-i Şahsi" ve "Adem-i Merkeziyet"

Teşebbüs-i Şahsi ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti, Osmanlı Devleti’nin kalkınması için iki temel görüş savunuyordu. Örgütün adı da buradan geliyordu.

Teşebbüs-i Şahsi (Bireysel Girişim): Osmanlı Devleti; devlet eliyle, merkezden, “yukarıdan” yapılacak müdahalelerle değil, bireysel girişimlerle kalkınmalıydı. Özellikle ekonomik alanda ancak “bireysel girişimler”, yani devlet müdahalesi haricinde yapılacak atılımlar sayesinde gelişebilirdi.

Adem-i Merkeziyet (Merkezi yönetimin “eksikliği”): İttihat ve Terakki ile Prens Sabahaddin’in destekçilerinin en çok fikir ayrılığı yaşadığı nokta, II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden sonra ülkenin nasıl yönetileceğiydi. İttihatçılar ülkeyi güçlü bir merkezden yönetmeyi savunurken, buna karşı çıkanlar “bölgesel” yönetimlerin ön plana çıkarılmasını istiyordu.

Diğer tarafta ise, başlarında Ahmet Rıza’nın bulunduğu “İttihat ve Terakki Cemiyeti” yer alıyordu.

Çok basit bir şekilde, şu özeti yapabiliriz: Bütün İttihat ve Terakki üyeleri Jön Türk olarak sınıflandırılabilecek olsa da, bütün Jön Türkler İttihat ve Terakki üyesi değildi.

İttihat ve Terakki’ye Muhalefet

Varlıklarının büyük bölümünde, Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin, Jön Türklerin ve İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin en önemli faaliyeti basın yoluyla gerçekleşmişti. Bu cemiyetlerin ve kişilerin temel amacı, gazete ve dergileri kullanarak fikirlerini yaymak, daha çok kişiye ulaşmak, üye sayısını arttırmaktı.

1908 Devrimi’nden kısa süre önce, Makedonya’da bir grup subay tarafından kurulan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti ile birleşen İttihat ve Terakki, bu gelişmenin sonunda askeri bir kimlik kazandı. Bütün bu gruplar içinde, istediklerini elde etmek konusunda en başarılı olan da onlar oldu.

Tabii Paris’te yapılan Jön Türk Kongresi’nde İttihat ve Terakki’ye karşı çıkanlar, II. Meşrutiyet yıllarında da bu görüşü devam ettirdi. Prens Sabahaddin’i ve onun düşüncelerini destekleyenler, Meşrutiyet’in ilanından sonra düzenlenen ilk seçimlere Ahrar Fırkası adıyla katıldı. Bu seçimde pek bir başarı elde edemeyen ve daha sona kapanan Ahrar Fırkası’ndan sonra, İttihat ve Terakki’ye karşı çıkanlar Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nı kurdu. Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın izlediği politikanın kökleri de, İttihat ve Terakki’ye muhalefet eden Prens Sabahaddin’in düşüncelerine dayanıyordu.

Özet

Aşağıdaki tabloda, bu yazıda değindiğimiz tüm kavramların basit bir açıklamasını görebilirsiniz.

KAVRAM DÖNEM AÇIKLAMA
Yeni Osmanlılar Cemiyeti ~1865 – 1876 Namık Kemal, Ziya Paşa, Şinasi, Agah Efendi, Ali Suavi gibi üyeleri olan, temel amacı Osmanlı Devleti’nde Meşrutiyet ilan etmek olan ve fikirlerini basın yoluyla yaymaya çalışan gizli bir örgüt
Yeni Osmanlılar ~1865 – 1876 Çoğu zaman Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin üyeleri için kullanılan, ama zaman zaman Cemiyet’e doğrudan üye olmasa da benzer fikirler taşıyan kişileri de kapsayan bir ifade.
Genç Osmanlılar ~1865 – 1876 Yukarıdaki ile aynı şekilde, Yeni Osmanlılar Cemiyeti veya fikirlerine katılanlar için kullanılan bir ifade
Jön Türkler II. Abdülhamid Dönemi (1876 – 1909) Osmanlı Devleti’nin siyasi açıdan modernleşmesi gerektiğini savunan, II. Abdülhamid’e karşı çıkan Batı kültürüyle yetişmiş aydınlar
İttihad ve Terakki 1889 – 1918 Jön Türkler içinde belli fikirleri destekleyen ve II. Meşrutiyet’i ilan etmeyi başaran örgüt. Basit bir ayrımla: Bütün İttihat ve Terakki üyeleri Jön Türk olarak düşünülebilir, ama bütün Jön Türkler İttihat ve Terakki üyesi değil.
Teşebbüs-i Şahsi ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti 1902 – Daha sonra Ahrar Fırkası İttihat ve Terakki’ye karşı çıkan Jön Türklerin, Prens Sabahaddin önderliğinde kurduğu cemiyet
Ahrar Fırkası 1908 – 1910 II. Meşrutiyet’in ilanından sonra, yukarıdaki cemiyetin düşüncelerini savunanlar tarafından kurulan, ama başarılı olamayıp kısa sürede dağılan bir siyasi parti
Hürriyet ve İtilaf Fırkası 1911 – 13; 1918’de yeniden kuruldu. Ahrar Fırkası’ndan sonra kurulan ve benzer fikirleri savunan ikinci bir siyasi parti – Ahrar Fırkası’nın aksine Hürriyet ve İtilaf Fırkası başarılı olmuş, ama İttihat ve Terakki tarafından düzenlenen Bab-ı Ali Baskınından kısa süre sonra bu parti kapatılmıştı.

Osmanlı Devleti: 19. Yüzyılda Siyasi Güç


Doğru Batılılaşma


Yanlış Batılılaşma


Tanzimat’ın Edebi Akımları


canlı bahis siteleri rulet siteleri bahis siteleri yeni giris casino siteleri bahis siteleri free spin veren siteler casino siteleri deneme bonusu bahis siteleri canlı casino siteleri slot siteleri grandpashabet betwoon