Şair Evlenmesi İbrahim Şinasi

Alıntı #1, Birinci Meclis: 
Hikmet Efendi: Sakın Kumru Hanım’ın yerine onu sana verip de bir dekk etmesinler! Âlem bu ya! Zira büyük dururken küçüğü kocaya vermek âdet değildir.


Açıklama
Şair Evlenmesi’nin en “mantıklı” karakteri olarak tanımlayabileceğimiz Hikmet Efendi, arkadaşı Müştak Bey’in evliliğinde bir bit yeniği olabileceğini henüz ilk sahneden hisseder. İlerleyen sayfalarda da göreceğimiz gibi gerçekten de tıpkı onun söylediği gibi Müştak Bey ile Kumru Hanım değil, onun ablası Sakine Hanım evlendirilmeye çalışır.

Oyunun arka planını ortaya koyan ve Ziba Dudu’nun böyle bir işe girişmesinin arkasındaki mantığı da gösteren bu alıntı, Şinasi’nin kullandığı bir edebi teknik olarak görülebilir.
 
Alıntı #2, Üçüncü Meclis: 
Fakat insan kısmının yediği bir yem vardır ya adına para derler. Eğer ondan isteyecek olur ise mesela! Ey ne olmuş, ben de elimden geleni esirgemem. Ya verebileceğim şey çok mu? Topu bir teselli, bir de yüzgörümlüğü. Nasıl etmeli? Adam sen de. O da kolay. Şöyle birkaç beyit veriveririm vesselam: (…)


Açıklama
Oyunun üçüncü sahnesi, Müştak Bey’in kendi kendisine konuştuğu bir andan oluşur. Müştak Bey’in burada söyledikleri, onunla ilgili iki önemli bilgiye ulaşmamızı sağlar. Müştak Bey’in maddi açıdan çok zengin olmadığı ve bir şair olduğu bilgileri, bu alıntıyla anlaşılır.
 
Alıntı #3, Altıncı Meclis 
Bir kere kendiceğine “nereden gelürsün” diye soracak oldum? Bana ne garşuluk virse eyi; taratordan geliyorun demesün mü?


Açıklama
Oyundaki karakterlerden Batak Ese ve Atak Köse; hem cehaletleriyle, hem de konuşma tarzlarıyla oyunun mizahi yönlerine katkıda bulunurlar. Şinasi, aynı zamanda bu karakterler üzerinden toplumsal eleştiriler de yapar.

Müştak Bey ile bir karşılaşmasını anlatan Batak Ese, onun kötü niyetli bir adam olduğuna inanır, çünkü “Nereden geliyorsun?” sorusuna bir sos adı olan “tarator” ile cevap verdiğini düşünür. Müştak Bey’in asıl söylediği ise “tiyatro”dan olmalıdır — Batak Köse, tiyatronun ne olduğunu bilmediği için, Müştak Bey'in kendisiyle dalga geçtiğine inanır. 
 
Alıntı #4, Yedinci Meclis: 
ATAK KÖSE: (arkasında küfe bir elinde kürek bir elinde süpürge ile gelerek) İstemeyiz!

HİKMET EFENDİ: (dahi Atak Köse’nin arkasından yetişerek) Ne istemiyorsunuz?

ATAK KÖSE: Ben ne bileyin! Mahalleli istemeyiz diyor, ben de öyledir diyorun. Elbette onların böyle demelerinde hakkı var.

HİKMET EFENDİ: Ey mahallelinin neden hakkı var?

ATAK KÖSE: Hakkı olduğunu pek yavuz bilürin ama bak doğrusu neden hakkı olduğunu bilemen.

HİKMET EFENDİ: Öyle ise bilmediğin şeye niye karışıyorsun?

ATAK KÖSE: Vay niye karışmayan? Ben de bu mahallenin galbur üstüne gelenlerinden değil miyim?

HİKMET EFENDİ: Sen kim oluyorsun?

ATAK KÖSE: Daha sen benim kim olduğumu bilmeyo musun?

HİKMET EFENDİ: Hayır.

ATAK KÖSE: Öyleyse sen de bilmediğini niye soruyosun? Hay cahil hay! Şimdi durub da sana anlatak mıyım ki ben dahi öteki mahallede kiracıyın ve bu mahallede süprüntücü başıyın deyin?


Açıklama
Hikmet Efendi Ebu’l-Laklaka’ya rüşvet vererek durumu çözmeden hemen önce gerçekleşen bu diyalog; hem oyunun en mizahi bölümlerinden birini, hem de en açık toplumsal eleştirilerini içerir.

Herkes öyle bağırdığı için konunun ne olduğunu bile bilmeden “İstemeyiz!” diye bağıran Atak Köse, önce Hikmet Efendi’ye karşı bu tavrını savunur, sonra da “bilmediğini öğrenmeye çalıştığı için” onu cahillikle suçlar.
 
canlı bahis siteleri rulet siteleri bahis siteleri yeni giris casino siteleri bahis siteleri free spin veren siteler casino siteleri deneme bonusu bahis siteleri canlı casino siteleri slot siteleri grandpashabet betwoon