Afife Anjelik Recaizade Mahmut Ekrem

Karakterler Hakkında
Anjelik
Jozef
Kont Mişel
Anna
Eliza
Afife Anjelik; Tanzimat Edebiyatı'nın erken dönemlerinde kaleme alınan, oldukça kısa bir tiyatro eseridir. Hem eserin kısalığından hem de Türkiye'de tiyatro eserlerinin yeni yeni üretilmeye başlandığı dönemde yazılmasından dolayı Afife Anjelik'teki karakterler normal bir oyundan bekleyeceğiniz kişilere göre biraz daha tek boyutludur. Recaizade Mahmut Ekrem'in bu dönemi incelerken sık sık kullanılan bir tabirle "tiyatro denemesi" olarak tanımlayabileceğimiz oyununda, karakterler çok karmaşık özellikler göstermez. 

Yandaki sekmelerde bulacağınız açıklamaların da göstereceği gibi, Afife Anjelik'teki karakterler ya tek bir karakter özelliği gösterir ya da oyunda belli bir "amaç" ile kullanılır. 
Oyunun ana karakteri olan ve esere ismini de veren "Anjelik", kitabın başlığından da anlayabileceğiniz gibi eserin başından sonuna kadar namusuyla ön plana çıkar. 


Oyunun başlığındaki "Afife" kelimesi, "iffetli, namuslu, temiz" anlamına gelir. 


Kendisini arzulayan Jozef'in tüm ısrarlarına rağmen kocası Kont Mişel'e ihanet etmeyen Anjelik hiçbir koşulda ona boyun eğmez; namusunu korumak için zindana atılmayı, zor koşullarda yaşamayı, hatta ölmeyi bile göze alır. 

Arka Plan bölümünde okuyabileceğiniz gibi Anjelik karakterinin bariz bir esin kaynağı, Avrupa'da tanınan bir Ortaçağ efsanesi olan Genevieve de Brabant karakteridir. Kocasını aldatmakla suçlanan masum bir kadının namusunu korumaya çalışması ve sonunda suçsuz olduğunun anlaşılması, bunun dışında Avrupa efsanelerinde de işlenen bir konudur. Recaizade'nin oyununda ele aldığı karakter de bu geleneğe bağlanabilir.
 
Oyunun en önemli "kötüsü" Jozef, tek boyutlu bir karakter olarak tanımlanabilir.

Anjelik'e karşı hissettiği tutku nedeniyle savaşta olan efendisi Kont Mişel'e ihanet eden Jozef, oyun boyunca sadece kötülüğü ile öne çıkar. Amacına ulaşmak için her şeyi göze alan bu karakter, Anjelik'e sahip olmak için her yolu dener; ancak klasik edebiyat eserlerinde çoğu zaman olduğu gibi başarısız olur ve sonunda cezalandırılır. 
Oyunun son kısımlarında karşımıza çıkan Kont Mişel, Anjelik'in kocasıdır. 

Edebi açıdan bakıldığında, Mişel'in kurgunun gerektirdiği şekilde kullanıldığı ve bunun ötesine geçmediği söylenebilir.

Afife Anjelik'in başlangıcında Kont Mişel'in ortada olmaması gerekir; zira efendisinin varlığında, Jozef'in onun karısını baştan çıkarmaya çalışması da mümkün olmayacaktır. İlk bölümlerde yalnızca bir isim olan Mişel, Anjelik'in zindandan kaçışından sonra doğrudan karşımıza çıkar. Bu bölümlerde Mişel ile ilgili gördüğümüz önemli bir nokta, onun duygularıyla hareket etmeye ve ani kararlar vermeye yatkın bir adam olarak sunulmasıdır. 

Bu durum, Anjelik'in sorgusuz sualsiz zindana atılmasını da açıklar: Kont Mişel, Jozef'ten karısının kendisini aldattığını öğrenince bu bilgiyi sorgulamamış, durumu gerçekten değerlendirmeden hemen onun hapse atılmasını, hatta idam edilmesini istemiştir. Benzer şeyler, Mişel gerçeği öğrendiğinde de yaşanır - bu sefer de Jozef'i yargılayıp öldürmek isteyen Mişel, hem bu durumun hem de karısını öldürdüğünü düşünmenin verdiği suçlulukla intihar etmeyi düşünürken Lobye Fransuva tarafından sakinleştirilir. 
Anjelik'in zindanda doğan kızı Anna, eserde "edebi amaçlarla" kullanılan karakterlere iyi bir örnek oluşturur.

İlk olarak, Anna Anjelik için "intihar" ihtimalini ortadan kaldırır. Haksız yere zindana atılan, burada zor koşullarda yaşayan ve namusuna leke düştüğüne inanan Anjelik; bu koşullar altında intihar etmez çünkü kızı Anna için yaşamak zorunda olduğunu düşünür. Bu şekilde; sadece namusu için yaşayan Anjelik'in, Jozef'in tehditleri karşısında kendi hayatını alma gibi bir şansı da kalmaz ve bu oyunun devam etmesini sağlar. 

Anna daha sonra Anjelik ile Mişel'in "kavuşmasından" önceki sahnede de karşımıza çıkar. Bu noktaya kadar konuşmayı öğrenen karakter; annesine hayatla, mutlulukla, iyilik ve kötülük ile ilgili sorular sorar ve Recaizade Mahmut Ekrem'in bu konudaki görüşlerini de ifade etmesini mümkün kılar. 
Tıpkı kızı Anna gibi, Anjelik'in "beslemesi" Eliza da edebi amaçlarla kullanılır. Anjelik'e sadık kalan Eliza, onun gerçeği Mişel'e ulaştırmasını sağlayan tek unsur olur. 

"Besleme" ifadesi, Osmanlı Devleti'nde yoksul ailelerden gelen ve zengin aileler tarafından yetiştirilen, belli bir yaşa geldikten sonra beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçların karşılanması karşılığında ailelere hizmet eden çocuklar için kullanılır.

"Besleme" kavramı Osmanlı toplumu ile alakalı bir kavram olmasına karşın Recaizade bu kavramı Fransız bir aile içinde kullanmaktadır. 

Mişel'in gerçekleri öğrenmesi ve karısının masumiyetini anlaması; ancak Eliza ile karşılaşmasından sonra gerçekleşir. Bu da onu, oyunun gidişatı için son derece önemli bir karakter haline getirir. 

Bununla birlikte Eliza'nın oyun içinde bir karakter olarak fazla etkisi yoktur - bu oyunda gördüğümüz pek çok kişi gibi o da sadece "amacıyla" varolan bir karakterdir. 
canlı bahis siteleri rulet siteleri bahis siteleri yeni giris casino siteleri bahis siteleri free spin veren siteler casino siteleri deneme bonusu bahis siteleri canlı casino siteleri slot siteleri grandpashabet betwoon