Afife Anjelik ile ilgili dikkat çekici noktalardan bir tanesi, eserin geçtiği zaman ve mekandır.
Recaizade Mahmut Ekrem tarafından yazılan ve bildiğimiz kadarıyla ona ait bir eser olan Afife Anjelik; Türkiye’de değil Fransa’da geçer. Karakterlerin isimlerinden de anlaşılabilecek bu durum, kitabın başında bu karakterlerin tanıtıldığı bölümden de anlaşılabilir:
EŞHÂS
Anjelik – Fransalı Kont Mişel’in Zevcesi
Jozef – Mişel’in Hane müdürü
Filip – Anjelik’in sadık bendesi
Eliza – Anjelik’in sadık beslemesi
Ana – Anjelik’in kızı
Lobye Fransuva – Mişel’in mürebbisi
Tomas ve Borro – Cellatlar
Oyundaki zaman net olarak ifade edilmese de hikâyede yaşanan olayların geçtiği zaman aralığı tespit edilebilir. İkinci perdedeki ifadesinden anlayabileceğimiz gibi Anjelik zindana atıldıktan sonra tam sekiz ay burada kalır, bu süre içinde kızı Anna dünyaya gelir.
Ah bu geceye de yetişdim! Bugün tamam sekiz aydır ki bu zindan-ı belâda melûf-ı ıstırabım!
Bundan sonra bir süre daha zindanda kalan ve Jozef'in isteklerine direnen Anjelik, daha sonra cellatların kendisine acıması sayesinde zindandan kurtulur ve bir mağarada Anna ile birlikte yaşamaya başlar. Recaizade Mahmut Ekrem, Anjelik'in buradan kurtulması ile Mişel ile buluşması arasındaki süreyi net bir şekilde ifade etmez - ancak İkinci Perde'de yeni doğmuş olan Anna'nın burada annesine sorular sorması, aradan kayda değer bir süre geçmiş olmasını gerektirir.