Baba Evi’nin bıraktığı noktadan devam eden roman, Anlatıcı’nın bir önceki kitabın sonunda oynadığı futbol takımının dağılması ile başlar. Bunun üzerine takımdan arkadaşları Gazi ve Hasan Hüseyin ile para biriktirip İstanbul’a gitme planları yapan Anlatıcı, bir fabrikaya girip dokuma tezgahında çalışmayı öğrenir, ancak tam bir tezgah sahibi olduğu sırada futbol oynayabilmek için işi bırakır.
Fabrikadan beklediği şekilde para kazanamasa da, halasının daveti üzerine Anlatıcı Gazi ile birlikte İstanbul'a gitme hayalini gerçekleştirir. Halasına gitmek yerine şehrin daha merkezi yerlerine giden ve burada çok para kazanmayı, hatta Fenerbahçe’de futbolcu olmayı planlayan ikili, İstanbul’da kendilerini büyük bir işsizlik ve yoksulluk içinde bulur. Adana’dan tanıdıkları ve şans eseri tanıştıkları kişiler sayesinde İstanbul’da bir süre barınmayı başarsalar da, sonunda dayanamayıp Adana’ya geri dönmeye karar verirler.
Babası siyasi sebeplerle yurt dışında bulunan Anlatıcı, Adana’ya döndüğünde annesinin geri dönmesi nedeniyle farklı bir hayat yaşamaya başlar. Önce annesinin isteğiyle okula giden, daha sonra da sahip oldukları topraklarla ilgili sorunların çözülmesi için ona yardımcı olmaya çalışan Anlatıcı, bu konularda da başarılı olamaz. Doğduğu kasabaya gittiği bir gün, babasını tanıyan eski yüksek mahkeme üyesinin evinde kalan Anlatıcı, ev sahibinin kızı ile yakınlaşmaya çalıştıktan sonra pişman olup buradan kaçar.
Adana’ya döndükten sonra pek çok konuda hayata bakışını değiştiren İzzet Usta ile tanışan ana karakter, bir fabrikanın muhasebe bölümünde, az bir maaş ile çalışmaya başlar. Günlerini fabrikada çalışarak, gecelerini ise şarap içerek geçiren Anlatıcı, fabrikada çalışan Boşnak kökenli bir işçi kıza aşık olur.
Babaannesinin itirazlarına ve kızı beğenen diğer insanlardan aldığı tehdit mektuplarına rağmen bu ilişkinin peşini bırakmayan Anlatıcı, sonunda ailesini de ikna ederek onunla evlenmeyi başarır. Düğünde kendilerine armağan edilen tüm değerli eşyaların emanet olduğunun anlaşılması, içinde bulundukları maddi durumu net bir şekilde ortaya koyar ve evliliklerinin parasal açıdan bir hayal kırıklığı ile başlamasına sebep olur. Buna rağmen roman, genç karı – kocanın geleceklerine iyimser bir şekilde bakması ile sona erer.
Avare Yıllar, Orhan Kemal'in bir önceki romanı Baba Evi'nin bittiği noktada başlar. Futbol takımında yaşanan değişiklikler nedeniyle farklı bir takıma geçen Anlatıcı, yakın arkadaşları Hasan Hüseyin ve Gazi ile birlikte İstanbul'a gitme, burada zengin olma hayalleri kurar.
Bu hayali gerçekleştirmek için biraz para biriktirmek amacıyla, üç arkadaş fabrikada çalışmaya karar verir. Kısa sürede dokuma tezgahında çalışmayı öğrenen, hatta fabrikada iş bulan arkadaşlar, bekledikleri kadar para kazanamadan işi bırakır, çünkü futbol ile çalışma hayatını bir arada götürmeleri imkansız hale gelir.
Futbol için işi bırakmasına rağmen, Anlatıcının maddi durumu giderek kötüleşmektedir. Öyle ki, bir atletizm yarışması sırasında açlıktan bayılınca, durumunun profesyonel bir sporcu olmaya ne kadar elverişsiz olduğu da açık bir şekilde anlaşılmış olur.
Bu sırada, Anlatıcı İstanbul civarında oturan halasından bir mektup alır. Halasının daveti üzerine, onun gönderdiği parayı da kullanarak vapura binen Anlatıcı, arkadaşı Gazi ile birlikte İstanbul'a geçer. Ancak İstanbul'da halasının yanına gitmek yerine, vapurda tanıştığı Hasan'ın bir tanıdığı olan Nevzat'ın yanında kalmaya başlar. Beklediğinin aksine, bu şehirde büyük bir yoksulluk ve işsizlik yaşayan Anlatıcı, Adana'dan tanıdıkları sayesinde bir süre barınmayı başarır, ancak işlerin düzelmeyeceğini anlayınca, Gazi ile birlikte Adana'ya geri döner.
İstanbul hayalleri suya düşen ana karakter, Adana'ya döndüğünde kendini farklı bir hayat içinde bulur. Siyasi sebeplerle yurt dışında sürgünde yaşayan babası, kendilerine ait topraklarla ilgili sorunların çözülebilmesi için Anlatıcı'nın annesini Türkiye'ye göndermiştir.
Annesinin etkisiyle, Anlatıcı bir süre okula gider, ancak ailesinin tüm çabalarına rağmen, okumayı başaramaz ve okulu bırakır. Bundan sonra topraklar konusunda annesine yardım etmeye çalışır, ancak doğduğu kasabada babasının eski bir arkadaşı ile karşılaşması onun için korku dolu bir deneyime dönüşür: Önce babası nedeniyle kendisinden beklenen hiçbir şeyi başaramamış olduğu için büyük bir suçluluk hisseder, sonra da evinde kaldığı eski yüksek mahkeme üyesinin kızıyla yakınlaşmaya çalışır. Kız, bu çabaları sert bir şekilde reddedince, Anlatıcı kızın yaşananları babasına anlatacağı korkusuyla evden kaçar ve büyük bir paranoya içinde Adana'ya döner.
Annesinin yeniden yurt dışına dönmesi ve hayat ile ilgili pek çok görüşünü değiştiren İzzet Usta ile tanışması, Anlatıcı'nın hayatında yeni bir sayfa açar.
Bir fabrikanın muhasebe bölümünde çalışmaya başlayan ana karakter, az da olsa para kazanmaya, günlerini fabrikada geçirip, geceleri içki içmeye başlar. Fabrikada çalışmanın hayatına en büyük etkisi, Boşnak kökenli bir işçi kıza aşık olması olur.
Bir süre flört eden ikili, daha sonra çeşitli sorunlar yaşamaya başlar. Anlatıcı'nın ailesi, fabrikada işçi olarak çalışan bir kızı kendi ailelerine layık görmezken, kızın tanıdıkları da Anlatıcı'yı ondan uzak durması konusunda uyarır. Ancak ne tanıdıkların uyarıları, ne de aynı kıza aşık olan kişilerin yolladığı tehdit mektupları bu ilişkiyi bitirmek konusunda başarılı olur. Hem kendi ailesini, hem de sevgilisinin ailesini ikna etmeyi başaran Anlatıcı, romanın sonunda onunla evlenmeyi başarır.
Oldukça şaşalı geçen düğün, maddi açıdan da bir rahatlama umudu getirir. Düğün sırasında kendilerine getirilen hediyeler oldukça değerli gözüktüğünden, genç çift bunların bir kısmını satarak rahat bir şekilde yaşayabileceklerine inanır. Fakat düğünden kısa süre sonra, bu hediyelerin hiçbirinin gerçek olmadığı, etraftaki insanlara rezil olmamak için "emanet" olarak düğüne getirildiği anlaşılır.
Bu durum, ailenin maddi durumunu net bir şekilde ortaya koysa da, romanın sonunda genç karı - koca geleceğe yine de umutla, iyimserlikle bakar.
1
Futbol takımı – Giritli’nin kahvesi – Sevgililer – İstanbul, futbolculuk hayali – Dokumacılık öğrenme – Fabrikaya gidiş – Hasan Hüseyin’in uyarısı
2
Fabrika – Koşullar – Kola kokusu ve toz – Babaannenin tepkisi
3
Fabrikada imtihan – Yedek kadro – Mekik atması – Arnavut Nuri’nin ölümü – Ölümden sonra yaşananlar – Futbol takımı – Tezgah sahibi olma – Futbol için işi bırakma
Lokantanın üstü – Yokluk, açlık – Patlıcan dolmaları – Lokanta sahibinin söyledikleri – Vapur parası – Nevzat’la buluşma – Kaptan’ın yaptıklarının anlaşılması – Nevzat’ın eşyaları geri alması – Necip – Necip’i bulma – Lokanta, yemek – Necip’in evinde kalma – Halaya mektup, para umudu – Hala’nın cevabı – İstanbul’da son günler
8
Adana’ya dönüş – Sevgililerin nişanlanması, evlenmesi – Giritlinin tutuklanması
9
Ailenin tepkileri – Annenin gelişi – Okumak – Kudüs’teki durum – Topraklar – Okul
10
Okulla bağların kopması – Ailenin durumu – Açlık – Annenin bayılması – Yokluk – Annenin bayılmasının sebepleri
11
Okul – 3-B sınıfı – Babanın durumu – Çalışma gerekliliği – Babanın “ahmaklığı” – Yoksulluk –“Sümüklüböcek gibi kalıbına çekilmek” – Kırlar – Allah ailemize bunu neden yaptı? – Okuldaki durum – Okulu bırakma
12
Annenin üzüntüsü – Tarlalarla uğraşma – Doğduğu kasabaya gidişi – Çocukluk günleri, zenginlik – Tanıdıklar – Eski yüksek mahkeme üyesi – Utanç – Eve ziyaret – Yalanlar – Şadiye ile dergi – Şadiye’nin tepkisi – Gece – Paranoya – Şadiye: Annesine, babasına söyleyecek mi? – Evden çıkış – Kasaba sokaklarında panik – Trenle Adana’ya dönüş
13
Kendine acıma – İsyan – Kahve, oyun – İzzet Usta ile tanışma – İzzet Usta’nın yorumları, tavsiyeleri – İzzet Usta ile yakınlık – Çakıl işi – Şeker Veli – Yorgunluk, çalışamama
14
Annenin babanın yanına dönmesi
15
Fabrika, muhasebe bölümü – Birlikte çalışılanlar – Mustafa ve Turhan – Bar – Bara gelen ağalar – Turhan ve Mustafa’nın sevgilisi
16
Himmet ile konuşma – Himmet’in söyledikleri
17
Himmet’in işten ayrılması, Mustafa ve Turhan’ın askere gitmesi – Şefin ölümü – Aşk – Boşnak mahallesi – İçki – Sevgilinin evlenme isteği – Eve dönüş ,sarhoşluk, babaannenin tepkisi
18
Sevgiliden uzak durma uyarısı, mutsuzluk – Sevgilinin konuşma isteği – Kızın açıklamaları, buluşma – Tehdit mektupları – Güllü’nün evine gitme – İsteme kararı – Babaannenin tepkisi
19
Babaannenin inadı – İkilemler: Anne – Baba – Babaanne / Sevgili
20
Güllü ile konuşma – Tarlalar – Güllü’nün ağabeyi: İzzet Usta – Sevgilinin gelişi – Eğlence – İzzet Usta’nın gelişi – Neden istemedi? – İstemeye gelme fikri
21
İzzet Usta’nın yorumları – İstemeye gitme – Sevgilinin babasının kabul etmesi
22
Babaannenin razı olması – Nişan ve düğün – Gazi ve Hasan Hüseyin’in sarhoş olma fikri – Düğün hediyeleri – Hediyelerin pahalılığı – Hediyeler ile ilgili gerçek
Yazar : Orhan Kemal
Yayınevi : Varlık Yayınları
Yılı : 1950
Kullanılan Baskı : Epsilon Yayınları, 13. Baskı, 2005
Sayfa Sayısı : 128