Aylak Adam Yusuf Atılgan

Bilinç Akışı
Sanat ve Edebiyatta Yabancılaşma
Lüzumsuz Adam


Türk Edebiyatı’nda diğer hiçbir yazarla olmadığı kadar Yusuf Atılgan ile özdeşleşen bir edebi teknik, “Bilinç Akışı” tekniğidir.
 
Bilinç Akışı’nın ne olduğunu bilmek, bu romanı okurken edebi açıdan daha “hazırlıklı” olmayı sağlayabilir.
 
Bu konuda daha detaylı bilgi almak için, Bilinç Akışı yazımızı okuyabilir, bir nebze daha eğlenceli ve edebiyattan çeşitli “Bilinç Akışı” örnekleri gösteren bir kaynak için yukarıdaki videoyu izleyebilirsiniz.

 

Aylak Adam’ın merkezinde, romanın adını da belirleyen ve tam ismi okuyucuyla paylaşılmayan C. bulunur. Babasından kalan para nedeniyle çalışmak zorunda olmayan C. hayatını kitap okumak, resim satın almak, plak dinlemek ve içki içmek gibi uğraşlara ayırır. Fakat C., yaşamakta olduğu hayattan mutlu değildir. Sürekli bir arayış içinde olan C., kendisini toplumun değerlerinden, sıradan ve rutin yaşantılardan, böyle bir yaşamın hayalini kuran insanlardan çok uzakta görür, hatta bunlardan adeta iğrenir.
 
1959 yılında yayınlanan romanın, modern toplumdan ve değerlerinden kopuk yaşayan ana karakteri C., Türk Edebiyatı’nın en farklı ve en meşhur karakterlerinden biri haline gelmiştir. Ancak, tüm edebiyat eserleri gibi, Aylak Adam da tek başına değerlendirilemez.
 
C.’nin içinde bulunduğu toplumdan uzaklaşma durumu, modern edebiyatın sık kullanılan temalarından bir tanesidir. Bu konuya çeşitli örnekler için, aşağıdaki iki liste faydalı olabilir:
 

Yabancılaşma: Dünya Edebiyatı'nda Toplumdan Kopuşu Konu Alan 5 Roman 

Yabancılaşma Kavramını Merkeze Koyan 5 Sanat Eseri

Yabancılaşma, son derece kapsamlı bir kavram olduğu için, Yusuf Atılgan’ın kurguladığı ana karakter, bununla pek çok ortak noktası olan bir başka kavramla da açıklanabilir. Bunun hakkında daha fazla bilgi için, yandaki sekmeye göz atabilirsiniz. 
 
Yabancılaşma teması, farklı eserlerde karşımıza çok farklı şekillerde çıkabilir. İnternette bu kavramı araştırdığınızda, Shakespeare’den Kafka’ya, Marx’tan Camus’ye, pek çok sanatçı ve düşünürün bu tema ile bir arada değerlendirildiğini görebilirsiniz. Bu nedenle, yabancılaşma belli eserleri incelerken faydalı, ancak gerçekten somut bir şeyler anlamak için fazla geniş bir kavram olarak tanımlanabilir. 

Aylak Adam’da yer alan kurguyu biraz daha net olarak anlamaya yardımcı olabilecek ikinci bir kavram, “Lüzumsuz Adam” kavramıdır. Türk Edebiyatı’nda akla Sait Faik Abasıyanık’ın aynı isimli eserini getiren bu tanım, aslında dünya edebiyatında, özellikle de 19. Yüzyıl Rus Edebiyatı’nda sık görülen bir karakter çeşidini ifade eder.
 
İngilizce’de yaygın olarak “Superfluous Man” şeklinde kullanılan kavramı popülerleştiren eser, Turgenyev’in “Lüzumsuz Bir Adamın Günlüğü” isimli eseridir. Turgenyev’in ana karakteri, “lüzumsuz adam” profiline son derece uygun olduğundan daha sonra bu karakter tipini tanımlayacak bir kavrama dönüşmüştür.
 
Rus Edebiyatı’nda “Lüzumsuz Adam”lar; genellikle asil veya zengin, iyi eğitimli, kültürlü karakterler olarak karşımıza çıkar. Ancak, bu “iyi” niteliklerine karşın, hayatta yapacakları bir şey olmadığı için, günlerini sıkıntı içinde veya kumar, içki, düello ve kısa süreli ilişkiler gibi anlık eğlencelerin peşinde geçirirler.
 
En büyük özellikleri, hayatlarında kalıcı ve anlamlı bir amacın eksikliği olan bu karakterler, Rus Edebiyatı’nın en meşhur eserlerinde de görülebilirler. Turgenyev’in “Lüzumsuz Bir Adamın Günlüğü” eseri kadar meşhur bir başka eser, Gonçarov’un “Oblomov” romanıdır. Akıl almaz tembelliği romanı okumayanlar tarafından bilinen aynı isimli ana karakteri konu alan bir roman, “Lüzumsuz Adam” portreleriyle neredeyse dalga geçen bir eser olarak okunabilir.
 
Fethi Naci, Aylak Adam ile ilgili yazısında, C. gibi karakterlerin edebiyatta “aşağı yukarı yüz yıldır işlenmiş” olduğunu söyler ve onu Lermontov’un “Zamanımızın Kahramanı” isimli romanındaki Peçorin karakteri ile birlikte değerlendirir.1

Aylak Adam’ı okumadan önce, bu romanın arka planında yer alan bu edebi geçmişi bilmek - veya Aylak Adam’dan sonra ismi geçen bu diğer romanlara da göz atmak - Yusuf Atılgan’ın romanını daha kapsamlı bir şekilde değerlendirmeyi, romanın nasıl bir edebiyat geleneğine bağlanabileceğini görmeyi sağlayabilir. 
 


1 Naci, Fethi. Yüz Yılın 100 Türk Romanı. İş Bankası Yayınları, 2. Baskı. s. 351 - 352
 
canlı bahis siteleri rulet siteleri bahis siteleri yeni giris casino siteleri bahis siteleri free spin veren siteler casino siteleri deneme bonusu bahis siteleri canlı casino siteleri slot siteleri grandpashabet betwoon