Hep O Şarkı Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Romandaki karakterler ile ilgili önemli bir not: Analiz bölümünde, “Kurgu, Anlatı ve Roman Tekniği” alt sekmesinde okuyabileceğiniz gibi, Hep O Şarkı iki farklı dönemi konu alan bir romandır. Romanın ilk bölümlerinde yaşanan olaylar, artık yaşlanmış, tüm bu olayları tecrübe etmiş olgun bir Münire Hanım tarafından kaleme alınır. 
 
Dolayısıyla, roman boyunca karşımıza çıkan Cemil Bey, Şahende Hala ve Münire gibi karakterlerin, “eski” ve “güncel” halleri olmak üzere iki farklı hali vardır. Bu durum, özellikle Cemil Bey gibi karakterlerde çok net bir şekilde görülebilir.
 
Bu karakterlerin açıklanmaları okunurken, bu durumun da göz önünde bulundurulması gerekir.
 
 
 
Münire
Cemil Bey
 
Ruknettin Bey

 
Şahende Hanım
Münire, romanın anlatıcısı ve ana karakteri olduğu gibi, aynı zamanda Yakup Kadri tarafından “Hep O Şarkı” romanının yazarı olarak sunulur. Yakup Kadri’nin kullandığı üstkurmaca tekniklerinin bir sonucu olarak, okuduğumuz metnin Münire Hanım’ın roman yazma denemesi olduğu yönünde bir izlenim yaratılır.
 
Bütün hayatı Cemil Bey’e duyduğu aşk ekseninde ilerleyen Münire, otuz beş yıl boyunca, hep Cemil Bey’in aşkı ile “yanıp kavrulur”.1 Hayatında hiçbir şey Cemil Bey’den daha önemli olmadığı için, yazmaya çalıştığı romanın merkezinde de bu konu yer alır. Ancak, bu aşk mutlu bir sonla bitmediği için romanı yazan Munire yorgun, hayattan beklediklerini bulamamış ve beklentisi kalmamış bir kadın olarak resmedilir. Eskiden çok arkadaş canlısı, sosyal bir insan olmasına karşın, artık etrafında arkadaş ve dost diyebileceği çok az insan kalmıştır.Cemil Bey’e aşkı yüzünden büyük acılar çekmiş olan Münire, bu durumdan fazla şikayetçi değildir, zira onun da ne evden çıkmaya, ne birilerini görmeye isteği kalmıştır.
3
 
Münire’nin bu mutsuz ve yalnız hayatı seçmesinde en büyük etken Cemil Bey olsa da, tek etken o değildir. Ailesi Osmanlı Devleti’nin en ileri gelen ailelerinden biri olduğu için, yaşanan politik olaylar kendisini doğrudan etkiler. Romanın başında zengin ve soylu bir aileye mensup olan Münire, yaşanan olayların sonunda ailesini, yalılarını, mal ve mülklerini büyük ölçüde kaybetmiş bir karakter haline gelmiştir.4
 
Ancak, tüm bunlar hayatını negatif olarak etkilese de, “yazdıklarından” anlaşılan, hiçbirisinin kendini Cemil Bey’in aşkı kadar etkileyip üzmediği yönündedir.

1s. 15
2s. 20
3s. 174
4s. 127
Yukarıda belirtildiği gibi, roman sonunda hayatta ve anlatının ilgi alanı içinde kalan tüm karakterler, aradan geçen yıllarda büyük değişiklikler yaşar. Ancak hiçbirisinin yaşadığı değişiklik, Münire’nin hayatının aşkı olarak tanımlanabilecek Cemil’inki kadar detaylı bir şekilde yansıtılmaz.
 
Gençliğinde komik, etkileyici, kibar ve yetenekli bir adam olan Cemil Bey, Münire’yi kendisine aşık edebilecek nitelikte bir karakter olarak karşımıza çıkar.1  Münire onu, “hal ve tavırlarındaki kibarlık, kılık kıyafetindeki zariflik” sayesinde yüzlerce, binlerce kişi arasından rahatlıkla ayırt edilebilecek bir adamolarak tanımlar. Hatta, Münire’nin babası Faik Paşa’nın kızını Cemil’e vermemesinin temel sebebi olarak, Cemil’in kadınlarla arasının çok iyi olduğu yönündeki dedikodular verilir.3
 
Bu “dedikodulara” karşın, Cemil Bey’in gerçekten sevdiği tek kişinin Münire olduğunu anlamak da oldukça kolaydır. Tüm birlikteliklerin, eğlencelerin ve romantik sözlerin ötesinde, Cemil Bey Münire’ye duyduğu aşk nedeniyle bir sultanla evlenmeye karşı çıkar ve doğrudan padişahın emrine karşı gelir.4 Ancak bu sadakat, sürgün cezası nedeniyle ayrılığa yol açar.
 
Yıllarca sürgün hayatı yaşayan, Münire’yle birlikte olamayan ve muhtemelen sevmediği bir kadınla evlenen Cemil Bey, döndüğünde ise tanınmayacak bir haldedir. Münire, bu ikinci buluşmalarında ondan öylesine rahatsız olur ki, artık yıllardır kendisine güç veren aşkın hayali ve hatırası ile bile yaşayamaz hale gelir. Maddi açıdan zor günler geçiren ve Şahende Hanım’dan yardım isteyen Cemil, bu süre içinde gençliğinin aksine “hazin, acınası, sürekli ezilip büzülen” bir adam olarak tanımlanır.

1s. 14, 17
2s.39
3s.21-22
4s.128

 
 
Romanda Cemil Bey’in haricindeki en önemli erkek karakter, Münire’nin zorla evlendirildiği Ruknettin Bey’dir. Babası Osmanlı Devleti’nde Şeyhülislamlığa kadar yükselen, şımarık ve çocuksu bir adam olarak tanımlanan Ruknettin Bey, bazen babasının ünvanına bir gönderme yapılarak Küçük Molla Bey olarak da tanıtılır.
 
Münire’nin derin bir saygıyla yaklaştığı babasının aksine1, Ruknettin Bey daha çok annesinin özelliklerini almış gibidir. Roman boyunca en çok yaptığı şeyler, uyumak ve yemek yemek olur. Münire, şişmanlıkları ve tembellikleri birbirine çok benzeyen anne – oğulun, özellikle arkadan bakıldığında birbirlerinden “neredeyse ayırt edilemez” olduğunu ifade eder.2
 
Onunla ilk geçirdiği geceden yalnızca iğrenme duyguları hissederek ayrılan Münire, zamanla bu “hayasız ve hoppa” adamı idare etmeyi, onun davranışlarına bakarak eğlenmeyi ve sakin kalmayı öğrenir.3 Ancak, Ruknettin Bey’in kitap okuma gibi konulardaki cehaleti, uzun süre boyunca Münire’nin sinirine dokunmaya yeter.

1s. 47
2s. 50
3s. 51
Cemil Bey ve Münire’nin birlikte olabilecekleri bir yer yaratarak romanda önemli rol oynayan Şahende Hanım, Faik Paşa’nın kız kardeşi ve Münire’ni halasıdır. “Saza söze ve cemiyetli hayata çok düşkün” olan Şahende Hanım, hem fiziksel, hem duygusal olarak yeğeni Münire’ye fazlasıyla benzeyen bir kişidir.1 Bu nedenle, ailesi içinde Münire’yi anlayan ve onun Cemil Bey ile ilişkisine yardımcı olan tek akrabası o olur.
 
Şahende ve Münire’nin gerçek anlamda, birer akran gibi sohbet ettikleri ilk günlerde, bu benzerliğin yalnızca kişilik benzerliği olmadığı ortaya çıkar. Anlaşıldığı kadarıyla, Şahende Hanım da gençliğinde sevdiği kişiye kavuşamamanın acısını yaşamıştır. Şimdi Münire’ye yardım etmeyi ise, bir nevi “kaderden öç almaya” benzetir.
 
Romanın tamamında gözüken tüm karakterlerde olduğu gibi, Şahende Hala’nın da ilk betimlendiği sahnelerle yirmi beş yıl sonraki hali arasında büyük fark vardır. Fakat sevdiklerine kavuşmadıkları için mutsuz ve üzgün hale gelen Münire ve Cemil’in aksine, Şahende Hanım küçük kızı Hasibe’yi amansız bir hastalığa kaybettiği için bu hale gelir: Kızının ölümünden sonra, “gençliğini, şuhluğunu ve şakraklığını” kaybetmiştir.3

1s. 35
2s. 112-113
3s.133
 
canlı bahis siteleri rulet siteleri bahis siteleri yeni giris casino siteleri bahis siteleri free spin veren siteler casino siteleri deneme bonusu bahis siteleri canlı casino siteleri slot siteleri grandpashabet betwoon