Kıskanmak Nahid Sırrı Örik

Seniha
Mükerrem
Nüzhet
Halit

Roman, ağırlıklı olarak Seniha'nın bakış açısından aktarılır.

Romanın büyük bölümünde okuyucuların bakış açısını paylaştığı Seniha, eserin ana karakteri olarak tanımlanabilir. Ancak Arka Plan bölümünde daha detaylı olarak okuyabileceğiniz gibi, Seniha “normal” roman kahramanlarından oldukça farklı bir şekilde kurgulanır. Tüm yaşananları onun tarafından takip etmemize rağmen, Seniha hangi açıdan bakarsanız bakın romandaki olayların “kötü” karakteridir.
 
Nahid Sırrı, romanda Seniha’yı birkaç farklı temel özellik üzerinden okuyucuya sunar. Bunun en göze çarpanı, Seniha’nın çirkinliğidir. Yazar, romanda sık sık Seniha’nın güzel bir kadın olmadığını, etrafındaki herkesin dikkatini çekecek kadar çirkin olduğunu vurgular.[1]
 
Bu vurgulamalardan belki de en önemlisi, Seniha’nın öz annesi vesilesi ile yapılır. Oğlu Halit’in fiziksel olarak çekici bir adam olması, Seniha’nın annesine, gayri ihtiyari olarak, “Ah benim güzel evladım! Ne olurdu, zavallı Seniha da sana benzeseydi?” dedirtir -- kendi annesinden duyduğu bu cümleler, Seniha’nın Halit’e karşı duyduğu kıskançlığın da temelini oluşturur.
 
Seniha’nın Halit’e karşı duyduğu kıskançlığın farklı sebeplerini, Analiz bölümünün ilgili maddesi altından okuyabilirsiniz.
 
Seniha’nın bir başka önemli karakter özelliği, yine sık sık vurgulanan bir “yeteneği”dir. Hissettiklerini, düşündüklerini içine atmak ve etrafındakilere sezdirmemek konusunda çok başarılı olan ana karakter, ailesinin ölümünden sonra yıllarca birlikte yaşadığı ağabeyine ve onun karısına karşı hep seviyeli bir şekilde yaklaşır. [2]
 
Halit’in karısı Mükerrem, onun kardeşiyle arasında “samimiyetsiz” bir ilişki olduğunu görse de[3], bu “olumsuz” bir ilişki anlamında değil, “var olmayan” bir ilişki anlamında kullanılır. Oysa tüm bu “kayıtsızlığı” çerçevesinde, Seniha gizliden gizliye ağabeyini büyük acılara sürükleyecek bir plan yapmakta, bir dostmuş gibi davrandığı Mükerrem’i ise bu planda yalnızca bir araç olarak kullanmaktadır.
 
Roman boyunca Seniha’nın ağabeyine karşı gizliden gizliye hissettiği kin okuyucuya gösterilir. Toplumun kadına yaklaşımı, ağabeyinin ailesi tarafından hem maddi, hem de manevi olarak sürekli kayırılması, Halit istediği gibi gezip – tozar, eğlenirken, evlilik çağında yalnızca bir kez cinsel ilişkiye giren Seniha’nın toplum tarafından “kabul edilemez” bir duruma düştüğünü bilmesi, hep bu kıskançlık ve nefretin altında yatan “geçerli” sebepler olarak gösterilebilir.
 
Seniha gerçekten kötü bir karakter midir? Bu konuyu daha geniş bir bakış açısıyla tartışmak için gerekli bilgilere, Analiz bölümünün “Kıskançlık”, “Kadın” ve “Güzellik – Çirkinlik” sekmelerinden ulaşabilirsiniz.
 
Ancak romanın özellikle ilk yarısının sonlarında, bu “geçerli” sebeplere rağmen Seniha tam anlamıyla bir “kötü karakterin” özelliklerini yansıtmaya başlar. Onu, kişisel olarak elde edebileceği şeyler değil, yalnızca ağabeyinin mutsuzluğu, acıları ve üzüntüsü tatmin etmeye başlar.  96. sayfada göreceğiniz şu alıntı, bu karakter özelliğini göstermek açısından faydalı olabilir:
 
“Ve alabileceği intikamın lezzetini uzun uzun tahayyül ediyor ve bu lezzeti şimdiden ve hazzından ürpere ürpere tadıyordu.”
 
Bu alıntıdan da büyük ölçüde anlaşılabileceği gibi, romanın ikinci yarısından itibaren Seniha’nın tek varlık amacı ağabeyine acı çektirmek, onu mutsuz etmek - ve hepsinden önemlisi - bu mutsuzluğu kendi gözleriyle görmek haline gelir.[4]
 
Seniha, “romanın merkezine konulan “kötü” bir karakter olarak Türk Edebiyatı’nın sıra dışı karakterlerinden bir tanesidir.  
 
[1] Çeşitli örnekler:  s. 49, s. 60, s. 63, s. 81, s. 95, s. 199
[2] s. 65, 93
[3] s. 83
[4] s. 188, 189, s. 190, s. 202

Roman, ağırlıklı olarak Seniha'nın bakış açısından aktarılır.

Romanın merkezinde yer alan karakterlerden Mükerrem, Halit’in karısı ve Seniha’nın görümcesidir. Mükerrem, aşk ilişkilerine dayalı romanlarda sık rastlanılan bir karakter türüne dahil edilebilir. Türk Edebiyatı’nın çok tanınan bir romandan hareketle, Mükerrem’in Aşk-ı Memnu’da Bihter’in oynadığına çok benzer bir role yerleştirildiğini söylemek mümkündür.
 
Tıpkı Bihter gibi, genç yaşta, maddi sebeplerle, kendisinden çok daha yaşlı biriyle evlendirilen Mükerrem, “genç kızlığının en mantıksız ve hesapsız hülyalarını”[1], yani hayalini kurduğu büyük bir aşk hikayesini, kocası Halit ile yaşayamaz. Zira Halit çoktan görüp geçirmiş, kendisini işine ve düzenli bir hayata adamıştır. Böyle bir sevgiyi, Nüzhet’te arayan Mükerrem, ona “masum, derin ve edebi” bir aşk ile bağlı olduğunu düşünür. [2]
 
Elbette, bu süreç içinde Mükerrem’i diğer aşk romanlarında görülebilecek karakterlerden ayıran temel nokta, onun bu romanda yaşanan olaylar içinde aslında kendi iradesinden ziyade Seniha’nın manipülasyonları ile hareket etmesi olur. Ancak bunun dışında, Mükerrem bu kurguların tipik bir ögesi olarak değerlendirilebilir: Romanın sonunda kocasını aldatan bir kadın olarak “düştüğü” konum da, yine bu tarz hikayelerin sonları ile doğru orantılıdır.
 
[1] s. 132
[2] s. 129 

Roman, ağırlıklı olarak Seniha'nın bakış açısından aktarılır.
 
Tıpkı Mükerrem gibi, Nüzhet de aşk romanlarında sık karşımıza çıkan karakter tiplerinin bir benzeri olarak değerlendirilebilir. Aşkı yalnızca bir eğlence, “basit ve sırf adalelere hitap eden bir zevk”[1] olarak gören Nüzhet, çok çapkın, her şeyden önce kendisini seven bir karakter olarak kurgulanır.[2]
 
Bu türdeki karakterlerde sık görülen bir başka karakter özelliği de, Nüzhet’in elde ettiği şeylerden kısa sürede sıkılmasıdır. Mükerrem, onunla romanlardaki gibi bir aşk yaşayacağını düşünürken, Nüzhet ilişkilerinin başlamasından birkaç hafta sonra ondan kurtulmanın yollarını aramaya başlar.[3]
 
Ancak Nahid Sırrı’nın Nüzhet’i kurgulayışında, bazı “klişeleri” aşırıya çeken noktalar bulunur. Nüzhet, bu tarz karakterlerde genelde olduğu gibi fiziksel olarak çekici bir karakterdir – ancak onun fiziksel güzelliği “normal” bir güzellik değildir.
 
Sadece dış görünüşüyle hayatta her istediğini elde edebilen, kimsenin karşı koyamadığı bir figür olan Nüzhet, aynı zamanda bu durumun bilincindedir. Romanda “muhakkak ki necip ve ilahi bir” güzellik[4] olarak tanımlanan fiziksel görünüşü, yirmi yaşına yaklaştığı halde on dört – on beş yaşında çocuklarla orta okula gitmesine rağmen onun rahat bir hayat sürmesini sağlar.[5]
 

Nüzhet’in iri gözleri, ipek gibi saçları, bembeyaz göğsü gibi fiziksel özellikleri yazar tarafından tekrar tekrar vurgulanır. Roman boyunca güzellik kavramına genel yaklaşımında olduğu gibi, Nahid Sırrı Nüzhet’e de kadınsı bir güzellik yükler, hatta Nüzhet bile kendisini bu şekilde tanımlar:
 
“Fakat Allah beni her suçtan münezzeh, pek çok kadından da güzel yaratmışsa, kendileri genç ve güzel görünmek için ne yapacaklarını bilemeyen kadınlara karşı bu neden bana gurur hakkı vermesin?”[6]
 
[1] s. 110
[2] s. 130
[3] s. 116
[4] s. 115
[5] s. 26, s. 34 - 35
[6] s.115

Roman, ağırlıklı olarak Seniha'nın bakış açısından aktarılır.

Romanda Seniha’nın nefretinin odağında bulunan Halit, iki farklı şekilde okunabilir.
 
Basit bir okumayla, Halit romanda bir “özne”den çok bir “nesne” gibidir. Kız kardeşinin aksine “güzel” olması ve ailesinin maddi yardımını alarak iyi bir eğitim alması, onu hayatta iyi bir yere getirir ve kendisini kıskanan Seniha, ondan intikam almaya karar verir.
 
Bu doğrultuda, Halit romanda kız kardeşinin kendisine karşı hislerinden bile habersiz, tek suçu ailesi tarafından sevilmesi olan bir karakter haline gelir. Halit’in Seniha ile ilgilenmek, kardeşinin mutlu olmasını sağlamak için herhangi bir şey yapmadığı doğru olsa da, şeytani planlar sonucunda yedi sene hapse atılmayı hak eden birisi olmadığı da ortadadır.
 
Biraz daha derin bir okuma ise, olası bir yorum ihtimalini gündeme getirir. Halit, kişisel olarak bunlardan dolayı “suçlu” olmasa da, toplumda Seniha’yı böyle bir insan haline getiren her şeyin bir yansımasıdır.
 
Fiziksel olarak çekici olduğu için hayata önde başlayan, erkek olduğu için eğitim alan, Avrupa’ya gönderilen, burada kız kardeşinin mutluluğu pahasına rahat bir hayat süren Halit, geri döndüğünde onu evinde üzerine düşünülmesi gerekmeyen bir “varlık” olarak görür.[1]
 
Geceleri sürekli dışarı çıkan, kadınlarla “maceralar yaşayan”, daha sonra istediği gibi, “namusuyla” evlenen, hatta “yirmi yaşında bir gencin katili” olduktan sonra bile sevdiklerinden yardım gören Halit[2], Seniha’nın hayatta sahip olamadığı her şeye sahiptir ve dolayısıyla toplumun tüm bu “çarpık” yanlarının ve eşitsizliklerinin bir yansıması olarak da değerlendirilebilir.
 
[1] s. 69
[2] s. 20
canlı bahis siteleri rulet siteleri bahis siteleri yeni giris casino siteleri bahis siteleri free spin veren siteler casino siteleri deneme bonusu bahis siteleri canlı casino siteleri slot siteleri grandpashabet betwoon