Çocuk yaştayken arkadaşlarıyla bir tekkenin bahçesine giren Pinhan, burada gördüğü Dürri Baba’dan etkilenerek tekkeye katılmaya karar verir. Kimseyle paylaşmadığı bir sırrı olan ve geceleri içinde büyük bir hüzünle baş başa kalan çocuk, buradaki yaşantıya kısa sürede ayak uydurur. Ancak çocukluk yıllarını burada geçirip diğer dervişler tarafından sevilse de, tekkedeki hayata tam anlamıyla kabul edilmediğini hisseder.
Tekkedeki dervişlerden biriyle konuşurken, bu durumun henüz kendi “hikayesini” yaşamamış olmasından kaynaklandığını öğrenir. Burada bulunan herkes, bir şekilde görmüş geçirmiş, yaşadıkları acılardan sonra kendilerini Dürri Baba’nın tekkesine adamış kişilerdir. Pinhan ise, buraya çocuk yaşta geldikten sonra dervişler tarafından kabul edilmiş, fakat kendine ait bir hikayesi olmadığı için hep farklı görülmüştür.
Bu bilgi üzerine ilk anda sinirlenen Pinhan daha sonra dervişlerin haklı olduğunu anlayarak kendi hikayesini yaşayabilmek için tekkeden ayrılmaya karar verir. Pinhan tekkeden ayrılmadan kısa süre önce, onun hayatını bu kadar zor hale getiren sırrın ne olduğu da anlaşılır: Pinhan, doğuştan hem kadın, hem de erkek olarak doğmuştur.
Bu sırada, İstanbul’daki Nakş-ı Nigar Mahallesi’nde de ilginç olaylar yaşanmaktadır. Asıl adı Akrep Arif Mahallesi olan bu mahalle, burada Ömer adlı birine aşık olan ve kendi adına bir hamam yaptıran paşa kızı Nakş-ı Nigar’ın ismini almıştır. Son günlerde mahalle talihsiz, tatsız günler yaşamaya başlamıştır.
Mahallenin bilge kocakarıları, bu durumun mahallenin “iki isimliliğinden” kaynaklandığını düşünür: Bir kabadayı olan Akrep Arif ile, bir paşa kızı olan Nakş-ı Nigar, kendilerine adanan mahalleyi paylaşmayı reddetmektedir. Bunun sonucu olarak, mahallede işler sürekli ters gitmeye, çocuklar tuhaf şekillerde doğmaya, hatta gökten karınca yağması gibi doğaüstü olaylar yaşanmaya başlamıştır.
Kocakarılar, mahallenin iki isimliliğinin çözümünü, Pinhan’ın “iki başlılığında” bulur. Doğuştan hem kadın hem de erkek olan Pinhan, bu mahallede “tek” olursa, mahalle üzerindeki lanet de kalkacaktır. Kocakarıların isteğini kabul eden Pinhan, onların kendisi üzerinde büyüler yapmasına izin verir ve bir kadın olarak uyanır. Ancak işlem tam olarak beklendiği gibi gitmez ve Pinhan yapılan büyüler sırasında bir yılanın kendisini soktuğunu görür.
Romanın sonunda Pinhan Dürri Baba Tekkesi’ne geri döner, ancak Tekke’nin yakılıp yıkılmış olduğunu görür. Kısa süre sonra, “yılanın zehri” nedeniyle hayatını kaybeder ve İstanbul’da tanışıp aşık olduğu Karanfil Yorgaki tarafından bulunarak gömülür.
Pinhan, mahallesinde arkadaşlarıyla oyun oynarken civardaki Dürri Baba Tekkesi’nin bahçesinde incili bir kuş görür. Bu kuşu yakalamak için normalde uzak durdukları tekkeye giren çocuklar, onu ellerinden kaçırır, ama boşu boşuna girmemiş olmak için bahçedeki meyve ağaçlarından meyve çalmaya koyulur.
Çocuklar tekkedekilerin geldiğini duyunca hızla kaçar. Ağacın en yüksek dallarında kaldığı için zamanında kaçamayan Pinhan ise, kendisine sevgiyle yaklaşan Dürri Baba’dan fazlasıyla etkilenir ve ani bir kararla tekkede yaşamaya başlar.
Kimseyle paylaşmadığı bir sırrı olan ve geceleri bu sırrın yarattığı hüzünle boğuşan Pinhan, gençlik yıllarını tekkede farklı işler yaparak geçirir. Buradaki hayata hızla uyum sağlamasına ve diğer dervişler tarafından sevilmesine karşın, Pinhan diğerlerinin kendisini tam anlamıyla kabullenmediğini de hisseder. Herkes ona iyi davransa da, Dürri Baba ile yüzyüze konuşma imkanları çok sınırlıdır, Ruz-i Muhabbet gibi önemli ayinlere dahil edilmemektedir.
Bir dervişle sohbeti sırasında, Pinhan bu durumun “kendi hikayesini yaşamamış” olmasından kaynaklandığını anlar: Tekkedeki herkes, görüp geçirmiş, kendilerini buraya getiren hikayeler yaşamış insanlardır. Çocukluk yıllarından beri tekkedekinden başka bir hayat tanımamış olan Pinhan ise, diğer dervişlerden “ayrı” bir noktadadır.
Bunu öğrendiği zaman öfkelense de, Pinhan kısa sürede durumu kabullenir ve tekkeden ayrılmaya karar verir. Dürri Baba’nın kendisine verdiği hediyelerle yola çıkmadan önce, Pinhan’ı yıllardır rahatsız eden sırrın ne olduğu da net bir şekilde açıklanır: Pinhan, hem kadın, hem erkek olarak doğmuştur.
Bu sırada, İstanbul’daki Nakş-ı Nigar Mahallesinde de tuhaf olaylar yaşanmaktadır.
Asıl adı Akrep Arif Mahallesi olan bu bölge, burada Ömer isimli bir adama aşık olan paşa kızı Nakş-ı Nigar tarafından yaptırılan hamam nedeniyle onun ismini almıştır. Ancak bu değişiklikten sonra, mahallede sürekli kötü, talihsiz olaylar yaşanır. Mahallenin bilge kocakarıları, bu konuyu tartışmak için bir araya gelir.
İstanbul’daki Hezarpare Horozbaba Tekkesi de sıkıntılı günler geçirmektedir. Dönemin önemli devlet adamlarından Mısırlı İsmail Paşa, sık sık buraya gelmeye başlamış, ancak tekkenin geleneklerine uymayan üslubuyla dervişlerin tepkisini çekmiştir. Herkese iyi ve sevgiyle yaklaşan Şeyh Mehmed Mühür Efendi, onu elinden geldiğince mutlu etmeye çalışsa da, İsmail Paşa’nın sorduğu bir kitap nedeniyle büyük endişeye kapılır. Varlığını yalnızca tekkenin liderinin bilmesi gereken bu kitabın kendilerinde olduğu haberinin yayılmasını şüpheyle karşılayan Mehmed Mühür Efendi, kitabın yanlış ellere düşmemesi bir çare düşünür ve onu Denizli’deki Dürri Baba’ya emanet etmeye karar verir.
Aradan geçen zamanda İstanbul’a ulaşmış olan Pinhan, Mısırlı İsmail Paşa ile kısa bir karşılaşmanın ardından, Dürri Baba’nın kendisine emanet ettiği inciyi çaldırır. Tekkeye katıldığı günden beri kendisine yol gösteren bu inci, Cüce Cafer isimli zengin bir adamın eline geçer. Pinhan, Cüce Cafer’in evinde kaldıktan sonra, onunla bir meyhaneye gider ve buradaki mumları yakmakla sorumlu olan Karanfil Yorgaki’ye büyük bir yakınlık hisseder.
Pinhan, Cüce Cafer’in yardımıyla Karanfil Yorgaki ile görüşüp onun geçmişi hakkında bilgiler edinir ve ona kendi sırrını açıklar.
Nakş-ı Nigar Mahallesindeki “talihsiz” olaylar da hızla devam etmektedir. Mahalledeki bebeklerin tuhaf şekillerde doğması, gökten karınca yağması gibi olaylar yetmezmiş gibi, kocakarıların bu durumla mücadele etme çabaları da başarısız olur. Annesini ve babasını kaybettikten sonra hayata karşı büyük bir öfke duyan ve doğaüstü güçleri olan Nevres, mahallenin kocakarılarından İsmihan Kadın’ın hapsettiği kötü niyetli bir cin olan Kepoz’u serbest bırakınca, işler daha da kötüleşir.
Bu noktada, mahalledeki kocakarılar “iki isimliliğin” kendileri için yarattığı sorunların çözümünü Pinhan’da bulur. Eğer - tıpkı mahalle gibi “iki başlı” olan - Pinhan burada “tek” hale getirilebilirse, mahallenin kötü talihi de kırılacaktır. Pinhan, mahalleye getirildikten sonra kocakarıların bu isteğini kabul eder ve hamamda kendisi üzerinde karmaşık büyüler yapılır.
Bu büyüler sırasında bilincini kaybeden Pinhan, rüyasında kendi vücudu içinde olduğunu görür. Ancak büyü belli açılardan ters gider ve Pinhan rüyasından bir yılanın kendisini soktuğunu görerek uyanır. Gözlerini açtığında, Pinhan uzun kızıl saçları olan bir kadın haline gelmiştir.
Kocakarıların hüzünlü bakışlarına sevgiyle gülümseyerek cevap veren Pinhan, İstanbul’dan ayrılarak Denizli’ye, Dürri Baba Tekkesi’ne döner. Ancak Hezarpare Horoz Baba tekkesinden gelen kitabın buraya ulaştığı haberi nedeniyle, Dürri Baba Tekkesini yakılıp yıkılmış halde bulur.
Bunun üzerine tekkeden ayrılan Pinhan, kısa süre sonra ters giden büyü nedeniyle hayatını kaybeder. İstanbul’dan ayrıldıktan sonra onu takip eden Karanfil Yorgaki’nin Pinhan için bir mezar kazıp onu gömmesiyle roman sona erer.
Taş köprü, “kendini bulmak” – İnci – İstanbul – Tekke, ceviz sandık – Derviş (Pinhan) ve Dürri Baba – Pinhan’ın çocukluğu – İçindeki hüzün – Tekke, çocukların tekkeye ilgisizliği – İncili kuş – Kuşu yakalama çabası – Kuşun kaçışı – Meyve ağaçlarının talan edilmesi – Yakalanma, arkadaşların kaçışı – Pinhan’ın geride kalması – Pinhan ve Dürri Baba – Tekkeye katılma – Anasının tepkisi – Tekkedeki hayat – Kul Hüseyin ve Budala Tosun – Dertli Hagopik – Kış – Dürri Baba ile tekrar görüşme – Tırtıl ile kelebek – “Pinhan”
Nokta
Kış ayları, açlık – Dülhani Hasan’ın kış ile “kavgası” – Kışın mağlup edilmesi – Pinhan’ın rüyası: Dülhani Hasan ile Dürri Baba arasında kalmak – Karabasanlar – Dereye anlatmak, iki başlılık (eşikte durmanın imkansızlığı) – Tekkeye dönüş – Kan, İncili Kuş – Dürri Baba: Yüreğini sorgulayan Pinhan
Hafıza
Aradan geçen yıllar, Pinhan’ın büyümesi – Ruz-ı Muhabbet – Dertli Hagopik ile konuşma – Dertli Hagopik’in çocukluğu, Baba mesleği, “hoyratlık” – Yüzük yaptırmaya gelen kadın – Hagopik’in gayreti, yaptığı yüzük – Aşk – Yüzüğün amacı – Hagopik’in Dürri Baba Tekkesi’ne gelişi – Pinhan’ın hikayesi?
Halka
Kapılar, minyatür – Pinhan’ın öfkesi – Kapının isteği, yolunan kıllar – İki başlılık – Mezarlık: Canfeza – Mezarlığın yeri, buraya gömülenler – Halka – Kırılan cam – Pinhan’ın bulunması – Pinhan’ın bayılması – Dürri Baba – Ebru – Dürri Baba’nın hediyeleri
Mahallenin dört kapısı ve dört rüzgar - Mahallenin güzelliği – Delikanlıların kabadayılığı – Hüsn-i Adab – Küfürler – Hamam – Mahallenin isminin değişmesi –İki isimlilik, mahallenin değişen talihi
Felaket
Ceviziçi Tahir’in tokat pişmanlığı – Ak karınca – Nevres – Misafirler, kokular, gözler, ayna – Nevres ile Düşükçene Pakize
Kefaret
Kevser Nine – İsim değişikliğine karşıtlığı – Erda – Gelini ve İdris – Rüya – Kocakarılar – Sidikli Safiye (her şeyin komik tarafı, gülerken altına kaçırması) – Hoyrat Hacer (her şeyin kötü tarafı, dile getirip korunma) – Şebgir Kamer – Rüya görememe – Macuncu Makbule – İsmihan Kadın – İsmihan Kadın’ın cinleri – Bedrenk Asiye (nazar, kurşun dökme) – Kevser Nine’nin sözleri, sessizlik
Hezarpare
Şeyh Mehmet Mühür Efendi’nin huzursuzluğu – Hezarpare Horozbaba Takkesi – Mehmet Mühür Efendi’nin ilgi alanları, kişiliği – Bir haftadır devam eden sıkıntılar (Mısırlı İbrahim Efendi) – Min-el evvel İl-el Ezel – Mehmed Mühür Efendi’nin şaşkınlığı – Kitap – Mehmed Mühür Efendi’nin hikayesi: Karısının ölümü – Amasya’da kitaplar – Tekkenin başına geçişi – Horoz Baba’nın hikayesi: İstanbul’un fethi – Tekke – Çelebi Şeyh ve idamı – Derviş Fasih’in kitabı getirmesi – Kitap: Dört Unsur (Ateş, Su, Toprak, Hava) – Kitabı Dürri Baba’ya emanet etme fikri – Cenaze Mustafa’nın görevi – Lodos Lütfü – Züleyha, Tekke’nin yanması
Rindane
Mısırlı İsmail Efendi – Kitap – Pinhan – Hırpani Dervişler – Hasta kız ve annesi – Pinhan’ın incisini çaldırması – Hüner Kahvesi – Yılanbaz – Pinhan’ın yılana ilgisi – Cüce Cafer’in evi – Macun – Cüce Cafer’in hikayesi: Nigar’ın hastalığı – Bedrenk Ayşe’den yardım isteği – Mahalleye gidiş – Ömer’e aşk, yaptırılan hamam – Pinhan’ın bayılması
Peymane
Uyanma – İnciyi alıp gitme isteği – Meyhane – Ateşoğlanı ve Pinhan
Püryare
Karanfil Yorgaki – Raks – Pinhan’ın hayranlığı – Yorgakki’nin hikayesi: Kadı, Deryakeş – Deryakeş ile Yorgaki – Deryakeş’in ölümü – Pinhan’ın kendi hikayesini anlatması – Yorgaki ve Pinhan
Cennet’in Kapıları
Nevres – Duyduğu Ses – Halanın evindeki yeni hayatı – Safinaz – Safinaz’ı kıskanma, diğer çocuklara öfke – Ak karınca