Saatleri Ayarlama Enstitüsü Ahmet Hamdi Tanpınar

Alıntı #1, Sayfa 12: 
Halit Ayarcı’yı tanımadan evvelki hayatım, dedim. Fakat gerçekten buna bir hayat denebilir mi? Eğer yaşamak kelimesinin manası her şeyden mahrum olmak ve ıstırap çekmekse, her an küçülmek ve bunun nefsinde her lahza duymaksa, bir türlü aşamayacağı bir çemberin içinde durmadan çırpınmaksa, şüphesiz ben de, benimkiler de en derin şekilde yaşıyorduk. 

Açıklama
Romanın ilk sayfasından beri Hayri İrdal’ın hayatının en önemli figürü olduğu tekrar tekrar vurgulanan Halit Ayarcı, üçüncü bölüme kadar karşımıza çıkmaz.
 
Ancak Hayri İrdal, Ayarcı’nın kendi  hayatı içindeki rolünü bu cümlelerle sık sık ifade eder. 
 
Alıntı #2, Sayfa 21: 
Benim çocukluğumun belli başlı imtiyazı hürriyetti. Bu kelimeyi bugün sadece siyasi manasında kullanıyoruz. Ne yazık! Onu politikaya mahsus bir şey addedenler korkarım ki, hiçbir zaman manasını anlamayacaklardır. (…) Ben bu kadar kendi zıddı ile beraber gelen ve zıtlarının altında kaybolan nesne görmedim. Kısa ömrümde yedi sekiz defa memleketimize geldiğini işittim. Evet, bir kere bile kimse bana gittiğini söylemediği halde, yedi sekiz defa geldi; ve o geldi diye biz sevincimizden, davul zurna, sokaklara fırladık.
 
Nereden gelir? Nasıl birdenbire gider? Veren mi tekrar elimizden alır? Yoksa biz mi birden bire bıkar, “Buyurunuz efendim, bendeniz artık hevesimi aldım. Sizin olsun, belki bir işinize yarar diye hediye mi ederiz? (…) Bir türlü anlayamadım.
 

Açıklama
Hayri İrdal’ın Hürriyet kavramı üzerine yazdığı bu cümleler, iki açıdan dikkat çekicidir. Bu alıntı, romanın toplumsal konulara getirdiği yaklaşımı, iğneleyici üslubu gösterdiği gibi, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın roman boyunca kullandığı dile de iyi bir örnek teşkil eder. 
 
Alıntı #3, Sayfa 24: 
Günde beş vakit namaz, ramazanlarda iftar, sahur, her türlü ibadet saatle idi. Saat Allah’ı bulmanın en sağlam çaresi idi ve bu sıfatla eskilerin hayatını idare ederdi. 
 
Alıntı #4, Sayfa 80: 
Kitaplara bakarsanız, kendilerini dinlerseniz, insanoğlunun esas vasfı aklıdır. Onun sayesinde diğer hayvanlardan ayrılır. Beylik sözüyle, hayata hükmeder. Fakat kendi hayatlarına teker teker bakarsanız bu yapıcı unsurun zerre kadar müdahalesini göremezsiniz.
 
Alıntı #5, Sayfa 105: 
Hastasınız… diye kesip attı. Psikanaliz çıktığından beri hemen herkes az çok hastadır.

Açıklama
Doktor Ramiz tarafından hasta olmadığını açıklamaya çalışan Hayri İrdal’a söylenen bu cümle, onun psikanaliz ile takıntısını ve bu bilim dalını nasıl algıladığını net bir şekilde ortaya koyar. 
 
Alıntı #6, Sayfa 175: 
İnsanoğlu insanoğlunun cehennemidir. Bizi öldürecek belki yüzlerce hastalık, yüzlerce vaziyet vardır. Fakat başkasının yerini hiçbiri alamaz. 
 
Alıntı #7, Sayfa 294: 
Siz yalan diye bir şey mevcuttur, sanıyorsunuz. Hayır, yalan yoktur. Böyle meselede yalan olamaz. Ahmet Zamani bugün için yalan olamaz, bilakis hakikatin ta kendisi olur. Ne vakit yalan olurdu, bilir misiniz, hem de korkunç bir yalan? Eğer hakikaten bizim kendisine yüklediğimiz fikirlerle yazdığını söylediğimiz eserlerle on yedinci asır sonunda yaşasaydı, işte o zaman yalan olurdu. Çünkü asrından ayrılırdı. Asrını delip geçerdi. Bu da imkansız tabii! Bu meselelerde yalan veya hakikat diye bir şey yoktur. Asrına uymak, onun adamı olmak vardır. Ahmet Zamani Efendi bizim asrımızın bir ihtiyacıdır. Bu ihtiyacı on yedinci asrın sonunda tatmin ediyor, işte bu kadar. 

Açıklama
Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün en önemli ve en çok ses getiren işlerinden birisi, Hayri İrdal’ın yazdığı “Ahmet Zamani” kitabını yayımlamak olur. Gerçekten yaşamamış olan bu uydurma figür, kitabı yazan Hayri İrdal’ı sık sık rahatsız eder.
 
Halit Ayarcı’nın, bu noktada “yalan diye bir şey olamayacağını” savunması, hatta lafı çevirip, Ahmet Zamani’nin gerçekten yaşamış olsa bir yalan olacağını söylemesi, onun tüm konuları nasıl lehine çevirdiğinin iyi bir örneği olarak okunabilir.
 
Daha kapsamlı bir okuma ile, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın burada tarihi bilgilerin zamanına göre kullanılmasını, hangi tarihi bilgilerin su yüzüne çıkıp, hangilerinin “umursanmayacağını” güncel koşulların belirlemesini eleştirdiği de söylenebilir. 
 
Alıntı #8, Sayfa 336: 
Bu işlerde bilmek ikinci derecede kalır. Yapmak vardır, sadece yapmak! Sonra kendi kendine konuşur gibi ilave etti:
 
Bilgi bizi geciktirir. Zaten ne sonu, ne de gayesi vardır. Mesele yapmak ve yaratmaktadır. Bilselerdi, bilselerdi… Fakat bilselerdi bunu yapamazlardı. Bu heyecana, bu icada, bu kendiliğinden bulmağa erişemezlerdi. 


Açıklama
Halit Ayarcı’nın kişiliği ve düşünceleri ile ilgili bilgi veren bir başka önemli alıntı, onun bilgi ile ilgili yaptığı bu yorumdur.
 
Hayri İrdal’ın karısı ve baldızlarının dans etme çabaları sonrasında söylenen bu sözler, onun Saatleri Ayarlama Enstitüsü gibi gereksiz ve absürt bir kurumu nasıl herkese kabul ettirebildiğini de açıklar niteliktedir.
canlı bahis siteleri rulet siteleri bahis siteleri yeni giris casino siteleri bahis siteleri free spin veren siteler casino siteleri deneme bonusu bahis siteleri canlı casino siteleri slot siteleri grandpashabet betwoon