Alıntı #1, Birinci Perde - Sayfa 8:
Efendiciğim! Biz vücuda gelen illetleri bilmeğe çalışırız. Ruhun bulduğu lezzetleri nereden anlayalım?
Açıklama
Şefika, bir taraftan Ata’ya karşı büyük bir aşk beslerken bir taraftan da yeni yaşadığı bu duyguları daha iyi anlamaya çalışmaktadır.
Doktor olmak için eğitim gören Ata’nın bu konuda bir şeyler bilmesi gerektiğini söyleyen Şefika, ondan bilgi almaya çalışır; ancak “uzmanlık alanı” farklı olan Ata yukarıdaki cevabı verir.
Efendiciğim! Biz vücuda gelen illetleri bilmeğe çalışırız. Ruhun bulduğu lezzetleri nereden anlayalım?
Açıklama
Şefika, bir taraftan Ata’ya karşı büyük bir aşk beslerken bir taraftan da yeni yaşadığı bu duyguları daha iyi anlamaya çalışmaktadır.
Doktor olmak için eğitim gören Ata’nın bu konuda bir şeyler bilmesi gerektiğini söyleyen Şefika, ondan bilgi almaya çalışır; ancak “uzmanlık alanı” farklı olan Ata yukarıdaki cevabı verir.
Alıntı #2, İkinci Perde - Sayfa 15
Allah, Allah! O yaşta çocuk sevdayı ne bilecek? Zahir on dört yaşında masumları bırakalım, istedikleri gibi evlensinler, istedikleri adama varsınlar, öyle mi? Sonra dünyada annenin, babanın ne lüzumu kalır? Şimdi Şefika mesela kasabın çırağını seviyorum derse kolundan tutalım da koynuna mı atıverelim?
Açıklama
Tahire Hanım tarafından söylenen bu sözler, oyunun boyunca eleştirilen fikrin bir özeti olarak gösterilebilir.
Namık Kemal; Zavallı Çocuk'ta evlenecek kişilerin bunu kendi istekleriyle, sevdikleri kişiyle yapmaları gerektiğini, anne - babaların bu süreçte oynadığı rolün sınırlı olması gerektiğini savunur. Tahire Hanım ise çocukların evlenecekleri kişiyi kendileri seçmeleri durumunda, "dünyada annenin, babanın" lüzumu kalmayacağını düşünür. Tahire Hanım'ın İkinci Perde boyunca devam eden ısrarları başarıya ulaşır ve Şefika gerçekten onun istediği kişiyle evlendirilir. Fakat bunun sonu hem Şefika, hem de Tahire Hanım için korkunç olacaktır.
Allah, Allah! O yaşta çocuk sevdayı ne bilecek? Zahir on dört yaşında masumları bırakalım, istedikleri gibi evlensinler, istedikleri adama varsınlar, öyle mi? Sonra dünyada annenin, babanın ne lüzumu kalır? Şimdi Şefika mesela kasabın çırağını seviyorum derse kolundan tutalım da koynuna mı atıverelim?
Açıklama
Tahire Hanım tarafından söylenen bu sözler, oyunun boyunca eleştirilen fikrin bir özeti olarak gösterilebilir.
Namık Kemal; Zavallı Çocuk'ta evlenecek kişilerin bunu kendi istekleriyle, sevdikleri kişiyle yapmaları gerektiğini, anne - babaların bu süreçte oynadığı rolün sınırlı olması gerektiğini savunur. Tahire Hanım ise çocukların evlenecekleri kişiyi kendileri seçmeleri durumunda, "dünyada annenin, babanın" lüzumu kalmayacağını düşünür. Tahire Hanım'ın İkinci Perde boyunca devam eden ısrarları başarıya ulaşır ve Şefika gerçekten onun istediği kişiyle evlendirilir. Fakat bunun sonu hem Şefika, hem de Tahire Hanım için korkunç olacaktır.
Alıntı #3, İkinci Perde - Sayfa 15:
TAHİRE HANIM: Allah, Allah! O yaşta çocuk sevdayı ne bilecek? Zahir on dört yaşında masumları bırakalım, istedikleri gibi evlensinler, istedikleri adama varsınlar, öyle mi? Sonra dünyada annenin, babanın ne lüzumu kalır? Şimdi Şefika mesela kasabın çırağını seviyorum derse kolundan tutalım da koynuna mı atıverelim?
Açıklama
Özellikle İkinci Perde boyunca Tahire Hanım, Namık Kemal'in Osmanlı toplumunda eleştirdiği görüşlerin elçisi olarak kullanılır. Yaşından dolayı Şefika'nın sevgisini ciddiye almayan Tahire Hanım; kızının kendi uygun gördüğü kişiyle evlenmesini ister, hatta bu evlilikleri ayarlamanın anne - babanın en önemli görevi olduğunu söyler. Bu satırlardan kısa süre sonra Tahire Hanım, Paşa'nın "hazır" servetini tercih ederek Ata'nın "emekle kazanacağı" parasını istemeyeceğini söyler.
TAHİRE HANIM: Allah, Allah! O yaşta çocuk sevdayı ne bilecek? Zahir on dört yaşında masumları bırakalım, istedikleri gibi evlensinler, istedikleri adama varsınlar, öyle mi? Sonra dünyada annenin, babanın ne lüzumu kalır? Şimdi Şefika mesela kasabın çırağını seviyorum derse kolundan tutalım da koynuna mı atıverelim?
Açıklama
Özellikle İkinci Perde boyunca Tahire Hanım, Namık Kemal'in Osmanlı toplumunda eleştirdiği görüşlerin elçisi olarak kullanılır. Yaşından dolayı Şefika'nın sevgisini ciddiye almayan Tahire Hanım; kızının kendi uygun gördüğü kişiyle evlenmesini ister, hatta bu evlilikleri ayarlamanın anne - babanın en önemli görevi olduğunu söyler. Bu satırlardan kısa süre sonra Tahire Hanım, Paşa'nın "hazır" servetini tercih ederek Ata'nın "emekle kazanacağı" parasını istemeyeceğini söyler.
Alıntı #4, Sayfa 13:
TAHİRE HANIM: Allah esirgesin, hastalardır. Para alıp da can besleyecek değil mi?
HALİL BEY: Hastayı hasta edip de parasını almayacak, iyi etmeğe çalışacak da alacak.
TAHİRE HANIM: İyi olmayanlardan almaz mı?
HALİL BEY: Alırsa emeğinin mukabili alır.
TAHİRE HANIM: Ben öyle emekle kazanılan parayı istemem.
HALİL BEY: Ya nasıl para istersin? Mutlaka devlet hazinesinden, fukara çıkınından gelmeli öyle mi?
Açıklama
Bu cümleler, Tahire Hanım'ın sadece evlilik konusunda değil pek çok konuda Namık Kemal'in eleştirdiği düzeni temsil ettiğini gösterir. Özellikle günümüz bakış açısından okunduğunda "hazır" paranın "emekle kazanılan" paraya tercih edilmesi, Tahire Hanım'ı olumsuz bir karakter durumuna sokar.
TAHİRE HANIM: Allah esirgesin, hastalardır. Para alıp da can besleyecek değil mi?
HALİL BEY: Hastayı hasta edip de parasını almayacak, iyi etmeğe çalışacak da alacak.
TAHİRE HANIM: İyi olmayanlardan almaz mı?
HALİL BEY: Alırsa emeğinin mukabili alır.
TAHİRE HANIM: Ben öyle emekle kazanılan parayı istemem.
HALİL BEY: Ya nasıl para istersin? Mutlaka devlet hazinesinden, fukara çıkınından gelmeli öyle mi?
Açıklama
Bu cümleler, Tahire Hanım'ın sadece evlilik konusunda değil pek çok konuda Namık Kemal'in eleştirdiği düzeni temsil ettiğini gösterir. Özellikle günümüz bakış açısından okunduğunda "hazır" paranın "emekle kazanılan" paraya tercih edilmesi, Tahire Hanım'ı olumsuz bir karakter durumuna sokar.
