Toplumcu Gerçekçilik Akımını Anlamak İçin Okuyabileceğiniz 5 Roman
Türk Edebiyatı'nda özellikle Kemal Tahir, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Fakir Baykurt gibi yazarlarla özdeşleştirilen toplumcu gerçekçilik, edebiyatın toplumsal bir amaç için kullanılması düşüncesini merkeze koyar. Bu yazarların amacı, toplumda gördükleri çarpık, yozlaşmış, "yanlış" şeyleri okuyucuya tamamen gerçekçi bir şekilde göstermektir.
İnsanlara toplumda varolan yanlışlıkları göstermek; ezilen, haksızlığa uğrayan, sesleri duyulmayan kişileri daha geniş kitlelere ulaştırmak ve romanları okuyan insanların bunlara bir tepki göstermesini sağlamak, toplumcu gerçekçiliğin temel dürtüleri olarak gösterilebilir. Bu listede, toplumcu gerçekçilik akımına örnek olarak gösterebileceğimiz beş roman sunuyoruz.
1 - Kuyucaklı Yusuf (Sabahattin Ali)
Günümüzde daha çok Kürk Mantolu Madonna romanıyla tanınsa da, Sabahattin Ali Türk Edebiyatı'nda toplumcu gerçekçiliğin erken dönem temsilcilerinden bir tanesidir. Kuyucaklı Yusuf, Edremit'te büyüyen Yusuf'un hikayesini anlatır. Çocukluk ve gençlik yılları boyunca, burada mutsuz aile hayatlarından yaptıklarının hiçbir cezasını çekmeyen eşraf çocuklarına kadar onlarca sorunla yüzleşen Yusuf, buradaki yaşamı pek çok açıdan görme fırsatı bulur.
2 - 72. Koğuş (Orhan Kemal)
Orhan Kemal'in bu kısa boyutu, toplumcu gerçekçiliğin okuyucuyu bilgilendirme amacına ideal bir örnek teşkil eder: Zira pek çok okur, hapishanede nasıl yaşandığı konusunda fikir sahibi değildir. Toplumcu gerçekçi yazarlar için ise aynısı söylenemez. Devleti ve toplumu pek çok açıdan eleştiren, çoğu zaman komünist görüşlere sahip olan bu yazarların pek çoğu, hapse girmiş kişilerdir. Orhan Kemal, bu romanında bir hapishanenin en fakir koğuşunda yaşanan hikayeyi konu alır.