Medarı Maişet Motoru Sait Faik Abasıyanık

Alıntı #1, Sayfa 14: 
Rıhtım boyunca rüzgarın önüne doğru ilerledi. Hep aynı hülyaları kurdu: Hür fikirli babanın kızına açacağı berber dükkanının hayali… 

Açıklama
Romanın başlarında Ali Rıza tarafından kurulan bu cümleler, eser boyunca büyük rol oynayacak berber dükkanı fikrinin temellerini de atar.
 
Berber dükkanını aslında kendisine çalışmadan düzenli maddi gelir sağlayacak bir fikir olarak düşünen Ali Rıza, etrafındakilerin kendisi hakkında görüşlerini bu şekilde değiştireceği için de bu fikir konusunda heyecanlanır.
 
Bu cümle, romanın toplattırıldıktan sonra yapılan baskılarında “sansürlenen” cümlelerinden bir tanesidir. 
 
Alıntı #2, Sayfa 25: 
Motorun sahibi sarhoş herifin biridir. Biridir ama sevilmeye layıktır. İnsanın en fenasında bir iyi tarafın bulunduğunu biliyoruz. Biz o iyi tarafı bulmaya, ondan istifade etmeye mahkumuz, mecburuz. 

Açıklama
Bu alıntılar, romanı iki farklı açıdan incelemeyi mümkün kılar.
 
Birinci boyut, bariz şekilde, Sait Faik’in insanlara yaklaşımıdır.
 
İkinci boyut ise, bu alıntının herhangi bir karakter tarafından değil, doğrudan romanın anlatıcısı tarafından kuruluyor olmasıdır. Bir anda anlatıyı bölen ve bu cümleyi kuran bir anlatıcı, Analiz bölümünde daha detaylı olarak ele aldığımız teknik özelliklere de iyi bir örnektir. 
 
Alıntı #3, Sayfa 36: 
Bazen düşünür ki, insanlar anasından ne Yahudi, ne Müslüman, ne Hıristiyan doğarlar. Buna Dimitro hayret eder. “Nasıl olur?” der. Fakat münakaşa açıldığı zaman, nasıl olur demez, der ki:
 
Beni anam doğduğum zaman Balat’taki havraya bıraksaydı, ben şimdi mis gibi bir Yahudi olurdum. Seni Mişon, anan, doğduğun zaman, Süleymaniye Camiine bıraksaydı, sen de şimdiye kadar müezzin olmuştun. 


Açıklama
Sait Faik, bu romanda azınlıkları, farklı etnik köken ve dinlerden insanları bir arada kullansa da, bunları doğrudan bir tema olarak işlediğini söylemek oldukça güçtür.
 
Yine de bu, bunun gibi cümleler, yazarın bu konuda bazı görüşlerini açık şekilde ifade eder. 
 
Alıntı #4, Sayfa 108: 
Acaba bütün insanların hayatı da, bu şekilde birtakım kopuk, yarım şeritlerden mi ibaretti? Romanlarda olduğu gibi bir başlangıç, bir bitiş arzu ediyordu. Her yarım şey, yahut her bütün fakat az şey, onda inkisarlar, hüzünler yaratıyordu. (…) Fakat ne de olsa Fahri, bir maceranın, bir romanın, başlayıp biten bir vakanın içine kendini atmak istiyordu. 

Açıklama
Fahri’nin kasabada düşündüğü bu cümleler, bir anlamda Sait Faik’in kendi romanında kullandığı kurguyu da savunur niteliktedir. Medarı Maişet Motoru, doğrusal, düz, net bir başlangıcı, gelişmesi ve sonucu olan, klasik anlatılardan daha farklı şekilde gelişir.
 
“Birtakım kopuk, yarım şeritler” tanımlaması, pek çok açıdan bu romanda anlatılan hikayeyi de karşılayabilir. 
 
Alıntı #5, Sayfa 115: 
Herkes kendi işine arkadaş! Sana bir nasihat: Bir insanı yanında uşak gibi kullandıracak her işten sakın! İnsanoğlu birbirinin uşağı değildir, olamıyor. 

Açıklama
Fahrettin Asım tarafından Fahri’ye söylenilen bu cümleler, yine Sait Faik’in insanlara ve topluma karşı görüşlerini ortaya koyar niteliktedir.

Romanın başındaki alıntı gibi, bu da roman toplattırıldıktan sonra yapılan baskılarda sansürlenen cümleler arasında yer alır. 
 
Alıntı #6, Sayfa 13: 
Donyağıyla yağlanmış, uzun bir gemi direği; bir motorun ucuna bağlanmış, yağlı direğin ucunda Deniz Spor Kulübünün mavi kırmızı flaması var. (…) Motora çıkıp, yağlı direğin üstüne adımımı atar atmaz, cup! Denize… Belki kırk defa aynı şey oluyor: Direğin üstünde üç adım atamadan…Cup! Bir aralık iki adıma atmıştım, gene cup!.. (…)
 
Yahu!.. Hikmet, dedi, bu neye benziyor, bu?
 
(…)
 
Vallahi!.. bana, bir şeye, bir şeylere benziyor bgibi geliyor. “Tutuyorum, yakaladım, tam neye benzediğini yakaladım diyorum… Cup!..
 
Hikmet artık aymıştı. (…)
 
Babası, yağlı bir direkten boyuna kayıyordu. Kendisinin Medarı Maişet Motoru batmıştı. 


Açıklama
Romanın son cümleleri, Medarı Maişet Motoru’nun ilk kısımlarında devam eden iyimser havayı bir ölçüde ortadan kaldıran cümleler olarak değerlendirilebilir.
 
Ali Rıza’nın “bir şeye benzettiği” bu yağlı direkten kayıp düşme durumu, aslında kendi hayatının bir özeti gibidir. Tam bir şeye ulaştığını sandığı anda, kayıp aşağıya düşmek, her şeye yeniden başlamak, onun bütün hayatını ortaya koyar.
 
Babası bu benzerliği bulamasa da, Hikmet’in babasının yağlı bir direkten boyuna kaydığını, Medarı Maişet Motoru’nun da battığını anlaması, romanın karamsar bir ton ile sona ermesine yol açar.
  
canlı bahis siteleri rulet siteleri bahis siteleri yeni giris casino siteleri bahis siteleri free spin veren siteler casino siteleri deneme bonusu bahis siteleri canlı casino siteleri slot siteleri grandpashabet betwoon