Olaylara dayanan bir roman olmadığı için, Sahnenin Dışındakiler gerçek anlamda özetlenebilecek bir roman olarak değerlendirilemez.
Roman, bir süredir ismi M… olarak verilen Ege kasabasında yaşayan Cemal’in İstanbul’a gelişiyle başlar. Cemal, ilk bölümde döndüğü İstanbul’daki çocukluk günlerini hatırlar.
Çocukluğunun büyük bölümünü Sabiha adlı yakın arkadaşıyla geçiren Cemal, daha sonra İhsan ile tanışır. İhsan Avrupa’ya gidip orada eğitim alır ve daha sonra Cemal’in öğretmeni olur. Cemal’in çocukluk günleri okula gitmekle, Sabiha’yla zaman geçirmekle ve İhsan’dan tarih, edebiyat, güncel siyasi olaylar hakkında bilgiler almakla geçer.
Yaşı ilerledikçe, Cemal Sabiha’ya karşı farklı duygular da hissetmeye başlar. Ancak bu hislerini doğrudan Sabiha’ya açmayan Cemal, ilerleyen günlerde akrabası Behçet Bey’in evinde kalır, burada cinsel bir deneyim yaşar, İhsan ve Sabiha ile kitaplar okumaya, bir şeyler tartışmaya devam eder.
Tiyatroya merak saran Sabiha’nın kendi mahalleleri içinde bir oyun sergileme fikri, Cemal’in İstanbul’da meşgul olduğu son konu olur. Bu oyun için hazırlıklar devam ederken, Cemal babasının işi nedeniyle İstanbul’dan ayrılır.
Eserin ikinci bölümünde, Cemal İstanbul’a döndükten sonra yaptıklarını anlatır. İstanbul’da Milli Mücadele’ye yardım etmeye çalışan idealist bir milliyetçi haline gelmiş olan İhsan, ona çeşitli görevler verir. Cemal, bu sürecin sonunda Nasır Paşa isimli yaşlı bir subayın katibi olur.
Ancak etrafındaki gergin ve hareketli politik atmosfere rağmen, Cemal’in tek düşündüğü Sabiha’dır. Etrafındaki insanların onunla ilgili konuşmaya yanaşmaması nedeniyle, Cemal yalnızca Sabiha’nın Muhtar adlı bir adamla evlendiğini öğrenebilir.
Kısa süre içinde, Muhtar’ın yasadışı işlere bulaşan, etrafındaki insanlara zarar veren, onları dolandıran, Sabiha’yı da aldatan bir adam olduğu anlaşılır. Kendini tehdit altında hisseden Nasır Paşa’nın tüm belgelerini yaktıkları bir günden sonra, ayaküstü Sabiha’yla karşılaşan Cemal, Muhtar tarafından ziyaret edilir. Ancak bu ziyaret ikilinin kavga etmesi ve Cemal’in Muhtar’ı evinden kovmasıyla sonuçlanır.
Birkaç gün sonra, Sabiha da gözyaşları içinde Cemal’i ziyaret eder: Cemal’i sevdiğini, ama Muhtar’dan korktuğu için ondan ayrılamadığını söyleyen Sabiha, geceyi onun evinde geçirir.
Bu olaydan birkaç gün sonra, roman Cemal’in gazetelerden okuduğu iki haberle sona erer. Sabiha, bir tiyatro kumpanyasına katılmıştır ve sahneye çıkan ilk Türk kadını olacaktır. İhsan’ın ziyaret etmeye gittiği Nasır Paşa ise, kimliği bilinmeyen bir katil tarafından, evinde öldürülmüştür.
Romanın sonu biraz “havada” gibi mi? Daha detaylı bilgiler için Analiz bölümümüzde “Tamamlanmamış Roman?” sekmesine göz atabilirsiniz.
Olaylara dayanan bir roman olmadığı için, Sahnenin Dışındakiler gerçek anlamda özetlenebilecek bir roman olarak değerlendirilemez.
Birinci Kısım – Mahalle ve Ev
Birinci kısım, romanın anlatıcısı Cemal’in İstanbul’a dönüşüyle başlar. Cemal, bir süre babasının işleri nedeniyle ismi M… olarak verilen Ege kasabasında yaşamış, sağlığı Anadolu’daki Milli Mücadele’ye katılmasına el vermediği için okulunu bitirmeye, İstanbul’a dönmüştür.
İşgal altındaki İstanbul’u ve eskiden yaşadıkları mahalleyi görmek, Cemal’i çocukluk günlerine götürür. Bu yıllarda en yakın arkadaşı olan Sabiha’dan bahseden anlatıcının ona karşı büyük bir hayranlık duyduğu anlaşılmaktadır. Sürekli birlikte olan, her şeyi birlikte yapan Sabiha ve Cemal’in arkadaşlıkları yaşları ilerledikçe de devam etmiştir.
Sabiha ve Cemal’in arkadaşlığı, okumak için Avrupa’ya giden İhsan’ın mahalleye geri dönmesiyle ayrı bir boyut da kazanır. Okulda Cemal’in öğretmeni olan İhsan, Sabiha’nın zekasına duyduğu hayranlık nedeniyle onlara okuyacak kitaplar vererek, hayat ve siyaset ile ilgili düşüncelerini paylaşarak iki arkadaşın “akıl hocası” haline gelir. Ancak Cemal, bir süre sonra İhsan ile Sabiha arasında bundan öte bir şey olduğundan da şüphelenir.
Bu yıllarda akrabası Behçet Bey’in evinde kalmaya giden, burada cinsel bir deneyim yaşayan, İhsan’la sık sık politik konularda konuşmalar yapan Cemal, Sabiha’nın kendi çevrelerine bir tiyatro eseri sahneleme kararı verdiği günlerde babasının işi nedeniyle İstanbul’dan ayrılmaya karar verir. Bölümün son cümlelerinde, Cemal’in aslında yatılı okuyarak şehirde kalma imkanı olduğu, ancak kendisinin de buradan ayrılmak istediği ima edilir.
İkinci Kısım – Hadiseler
Romanın ikinci bölümü, “şimdiki zamana”, 1920 yılına geri döner. Çocukluk yıllarında yaşadığı mahalleye dönen Cemal, burada Sabiha’yı bulamaz, ama İhsan ile onun oturduğu evde buluşur.
Milli Mücadele için çalışmaya başlamış, idealist bir milliyetçi olan İhsan, Cemal’i Tevfik Bey’in evine gönderir. Burada İhsan’ın mesajını Tevfik Bey’e ileten Cemal, daha sonra onunla ve arkadaşlarıyla birlikte rakı içer, Tevfik Bey’in boğazdaki diğer tüm tekneleri susturacak şekilde şarkı söylemesine tanık olur.
Geceyi Tevfik Bey’in evinde geçirdikten sonra, Cemal İhsan’dan bir görev daha alır. Bu sefer yaşlı bir subay olan Nasır Paşa’nın hatıratını yazmakla görevlendirilen Cemal, kendisine sevgiyle yaklaşan Paşa’nın katibi olur.
Ancak onun en büyük sorunu hala Sabiha’dır. Ne Tevfik Bey’den, ne Nasır Paşa’dan, ne de Nasır Paşa’nın Leyla ve Sakine Hanım gibi tanıdığı ziyaretçilerinden bilgi alabilen Cemal’in, onunla ilgili bildiği tek şey Muhtar isimli bir adamla evlenmiş olduğu gerçeğidir.
Romanın kahramanını bu konuda aydınlatan kişi, Nasır Paşa’nın evinde misafirlikte olan Kudret Bey olur. Kudret Bey, akrabası olan Muhtar ile Sabiha’nın tanışmasına vesile olmuştur. Ancak kötü niyetli bir adam olan Muhtar Sabiha’yı aldatmakta, Kudret Bey ve Sabiha’nın babası Süleyman Bey gibi kişileri ise maddi – manevi olarak sömürmektedir. Kudret Bey’in romanın sonuna kadar tek yaptığı, Muhtar’ın bariz bir şekilde yalan söylediği “gazete çıkarma” fikri için ona binlerce lira para vermek olur.
Tüm bunlar içinde Cemal’i en çok sinirlendiren, Süleyman Bey’in durumu olur. Milli Mücadele’nin devam ettiği, I. İnönü zaferinin kazanıldığı, İstanbul’un Karacaahmet Mezarlığı’ndaki bir cinayetle sarsıldığı günlerde, Cemal en çok Muhtar’ın kötülükleriyle ve artık kurtarılamayacak bir alkolik olan Süleyman Bey ile meşgul olur.
Bu sırada Nasır Paşa kendisinin de İstanbul’daki gergin ortam nedeniyle bir hedef haline geldiğini düşünür. Cemal’in yardımıyla, kendisine ait bütün belgeleri, mektupları ve resimleri yakan Nasır Paşa, İstanbul’dan İtalya’ya kaçma planları yapmaktadır.
Cemal, bundan sonra Sabiha’yla karşılaşır. Sabiha aceleyle yanından ayrıldıktan sonra, kendisini yorgun hissettiği için eve gidip yatan Cemal, art arda ziyaretçiler gelmesi nedeniyle bir türlü dinlenme fırsatı bulamaz. Sonunda onunla yüzleşmeye gelen Muhtar, onunla kavga eder ve Cemal onu evinden kovana kadar gitmez.
Romanın sonlarına doğru, Sabiha Cemal’i evinde ziyaret eder. Muhtar ile birlikte çok mutsuz olduğunu, ama ondan korktuğu için bir türlü ayrılamadığını söyleyen Sabiha, geceyi Cemal’in evinde geçirir.
Roman, iki haberle sona erer. Sabiha, Nuri Adil kumpanyası ile birlikte bir oyunda oynayacak, “sahneye çıkacak ilk Türk kadını” olacaktır. Ancak bu ilginç haber, daha vahim bir konu nedeniyle ikinci plana atılır: Nasır Paşa, evinde öldürülmüştür.
Romanın sonu biraz “havada” gibi mi? Daha detaylı bilgiler için Analiz bölümümüzde “Tamamlanmamış Roman?” sekmesine göz atabilirsiniz.
Birinci Kısım: Mahalle ve Ev
1
İstanbul’a gelişim – Behçet Bey Efendi – Mahur Beste – İşgal altındaki İstanbul – Evlenen “sevgilim” – Sağlık nedeniyle Anadolu’ya geçememek - Mekteb ve edebiyat
2
Dükkan Kirası – İstanbul’da işgal kuvvetleri – Deli Ömer ve Kasım – İstanbul mahallelerinin değişimi – İhsan’la ahbaplık – Sinop’a dönüş
3
Eski günlerde cami ve ibadet – Mahalledeki ağaçlar – Nuri Bey, Muhlis Bey – Sabiha – Sabiha’nın anne ve babasıyla ilişkisi
Sabiha’nın çarşafa girmesi konusu – Rakı – İhsan’ın dönüşü, okulda hocalığı – İhsan ve Sabiha – Okul hakkında düşüncelerim: Bir işe yaramıyor, ama tahammül edilmesi gerekiyor
6
İhsan – Sabiha: Hürriyet – Kudret Bey – İbrahim Bey – Dilenciler –Sabiha’nın “gitme” isteği
7
Kudret Bey – Sabiha ve Cemal – Kaybedilen topraklar (ve verilen tepkiler) – Okuduklarım – İhsan’ı evlendirme düşüncesi
8
Sakine Hanım’ın evlendirme çabaları – Reddetme – Kudret Bey’i evlendirme – Kudret Bey’in tepkisi ve heyecanı – Vapur – Kudret Bey’in değişen ruh halleri, mutluluğu ve kendine acıması – Fraulein Bettina von Groeimer – Kudret Bey’in oğlu zannedilmem – Kırılan çaydanlık – Kudret Bey’in burnu
9
İhsan’ı evlendirme konuşması – Sabiha’nın kıskançlığı – İhsan’a aşk? – Sabiha ve sevmek – (Gelecekte: İhsan’ın doğan kızına Sabiha’nın adını vermesi – İhsan, Cemal ve Mümtaz
10
Hastalığın iyileşmesi – Behçet Bey – Behçet Bey’in durumu – Behçet Bey’in evindeki deneyimim – Sabiha’nın dans dersi aldığı haberi – Süleyman Bey’in öfkesi – Sabiha’yı dövmesini engelleme çabam – Çarşaf girme kararı – İhsan ile konuşma – Edirne’nin geri alınmasından sonra Osmanlı ve Dünya politikası – Türkiye’nin sorunları
11
İhsan ve Sabiha’nın benzerliği – Sabiha’nın tiyatro merakı – İhsan’ın desteği - Anadolu
İkinci Kısım – Hadiseler
1
Kiracıları ziyaret – Evdeki durum – Sabiha? – İhsan’ın evi – İbrahim Bey’in değişimi – İhsan’ın yeni kurulan hükumette yer almayı reddetmesi – İhsan ve Arif’in kavgası – Milli Mücadele / Altı asırlık devlet – Tevfik Bey’e mesaj
2
Senegalli askerler ve genç esir - Senegalli askerlere vuran kadın – Vapur – Mağlup İstanbul – Nuran – Tevfik Bey ve Milli Mücadele – Sabiha ve Muhtar’ın evliliği
3
Muhtar’ın kişiliği, işleri – Tevfik Bey’in sofrası – Boğaz’da müzik – Tevfik Bey’in diğer teknelerdeki müziği “susturması” – Uyku
4
Sabah – Kahvaltı – Tevfik Bey’in yorumları: Talat Paşa, Muhlis, İhsan – Sami Bey’in evi – İhsan’ın konuşma isteği – Görüşmemek? – İhsan ile Ali Bey’in kahvesi – Beyaz Rus lokantası – İhsan’ın verdiği görev: Nasır Paşa’nın hatıratı
5
Nasır Paşa’nın evinde – Nasır Paşa’nın kişiliği – Misafirler: Leyla, Kudret Bey, Sakine Hanım, Ali Kemal – Anadolu hakkında hikayeler – Alaiyeli Ahmet’in hikayesi, evden ayrılma
6
Kudret Bey ile eve dönüş – Sabiha ve Muhtar’ın tanışması – Muhtar ile ilgili bilgiler – Muhtar’ın Kudret Bey’e yaptıkları – İhsan ile buluşma – Planların yolunda gitmesi – İhsan’ın düşünceleri
7
Madam Elekciyan’ın pansiyonu – Pansiyonda yaşananlar – Behçet Bey’i ziyaret – Behçet Bey ve Şerife Hanım – Politik Gelişmeler – I. İnönü Zaferi – İstanbul’daki atmosfer – İşgalin etkisi – Farklı milletlerden askerler, onların etrafında çalışanlar, zenginleşenler, fakirleşenler
8
Yuneşka ve İda – Mihailof ve Leon – Muhtar ile karşılaşmam: Önce dostça, sonra düşmanca - Muhtar’ın tutuklanma ihtimali – Sabiha’yı aldatması – Otel odasındaki duygularım – Dışarısı: Mihailof - Süleyman Bey – Süleyman Bey’in kaldığı yerin durumu – Öfke
9
Mahkeme (Karacaahmet Mezarlığı’ndaki cinayetler) – İhsan’ın düşünceleri – Tevkif Bey ile Taksim’e – Süleyman Bey’in durumu, hayal kırıklığı
10
Nasır Paşalara giderken düşündüklerim – Alaiyeli Ahmet – Behçet Bey / Kudret Bey / Talât Bey / Sabiha: Gözler ve bakışlar – Nasır Paşa’nın evi, keyifsizliği – Çalışma odasında – Yakılan belgeler: “Maziyi yakmak”
11
Sabiha’yla karşılaşma – Sabiha’nın acelesi – Evde ziyaretler: Muhlis, İbrahim Bey, Muhtar – Muhtar’ın gazetede çalışma teklifi, asıl amaçları – Muhtar ile yüzleşme – Kudret Bey’in ziyareti, gazeteye inancı – Aradan geçen günler – Sabiha’nın gelişi – Sabiha’nın mutsuzluğu – Muhlis Bey’in odası: fetişizm ve kleptomani – İhsan ile konuşma – Nasır Paşa’nın evine gitmeleri – Sabiha ile ilgili haber: Sahneye çıkacak ilk Müslüman Türk kadın - Nasır Paşa’nın öldürülmesi
Yazar : Ahmet Hamdi Tanpınar
Yayınevi : Yeni İstanbul Mecmuası
Yılı : 1950
Kullanılan Baskı : Dergah Yayınları, 7. Baskı, 2005
Sayfa Sayısı : 309