Al Gözüm Seyreyle Salih Yaşar Kemal

Alıntı #1, Sayfa 22: 
Salih kendini bildi bileli seyrediyordu. Al gözüm seyreyle dünyayı demiş, yola çıkmıştı. 

Açıklama
Romanın başlığındaki “Al Gözüm Seyreyle Salih” ifadesi, ana karakter Salih’in hayatını geçirme şeklinden gelir. 11 yaşında bir çocuk olan Salih, etrafındaki şeyleri zaman zaman takıntı seviyesine varan bir merakla izler.
 
Salih’in izledikleri arasında, mahallede çalışan demirci İsmail Usta, marangoz Dursun Usta, balıkçı Temel Reis gibi kişiler; arılar, martılar ve kuğular gibi hayvanlar bulunur.
 
Bu durum, mahalledeki insanların büyük çoğunluğu tarafından bir tür “aylaklık” olarak görülür. Fakat dikkatli kişiler, Salih’in izlediklerine sadece “bakmadığını”, onlardan bir şeyler öğrendiğini de görür. Örneğin, Temel Reis’in yanındakileri saatlerce izleyerek, Salih herkesten hızlı ağ yapmayı, Demirci İsmail Usta’yı izleyerek demirciliğin esaslarını öğrenir. 
 
Alıntı #2, Sayfa 30: 
Benim merhemlerim insanlar için, insanlar… Kuşlar için değil, pis martılar için hiç değil. 

Açıklama
Romanın belki de en olumsuz kişisi olan “büyükana”, kitap boyunca Salih’in martısının kanadını tedavi edecek bir merhem yapmayı reddeder.
 
Elinde olmasına rağmen bu ufak yardımı bile yapmayan büyükana, aynı şekilde doğadan, hayvanlardan ve Salih’ten de nefret eder.
 
Salih roman boyunca ne kadar yalvarırsa yalvarsın, büyükana ona merhem yapmama inadını sonuna kadar sürdürür. 
 
Alıntı #3, Sayfa 221: 
Sonra kamyona döndü ona da dilini çıkardı. Salih bunu kendine karşı yapılmış en büyük aşağılama saydı, bu da yetmiyormuş gibi arkasından çocuk kamyona zorlu bir tekme savurdu. 

Açıklama
Salih, martısının ölmeyeceğini anladıktan sonra bir süreliğine mavi bir oyuncak kamyonla takıntılı hale gelir.
 
Uzun süre satın alınmaması için dua ettiği bu kamyon, sonunda babası zengin bir avukat olan Sakıp tarafından alınır. Ancak Sakıp, ailesinin maddi durumu nedeniyle kamyonun değerini bilmez.
 
Bu durum Salih kamyonu çaldığında gerçek anlamda vicdan azabı hissetmesini de engeller: Sakıp Salih’in parası olmadığı için alamadığı bu oyuncağı çaldırdığı için üzülmeye bile gerek duymaz.
 
Alıntı #4, Sayfa 233: 
“Bugünde, bu çağda kim yılan değil ki,” dedi. “Herkes herkesin yılanı. Bereket versin ki bizim damat başyılan da onu kimse sokamayacak.”
 
Gülderen kocasının bir yılan oluşuna çok sevindi.
 
“Şehzade ya, varsın yılan olsun. Varsın olsun değil, onun yılan olması ne iyi. Dünyada kocası yılan olan ilk kadın ben olacağım. Ne enteresan, ne enteresan,” dedi.


Açıklama
Al Gözüm Seyreyle Salih’in enteresan boyutlarından bir tanesi, romanda Salih’in hayal dünyasının da okuyucuya sunulmasıdır.
 
Salih’in hayallerinde, Korsan Padişahı’nın oğlu bir yılan olarak doğar. Yılan Şehzade, zengin Mustafa Kaval’ın kızıyla evlenirken, Mustafa Kaval ve kızı Gülderen bu şekilde tepki verir. 
 
Alıntı #5, Sayfa 312: 
Bu martı ölürse, Salih de ölür. Bir martı için Salih deli mi ki ölsün? Sen Salihi bilmezsin, o bir martı için değil, bir karınca için bile ölür. Yeter ki karınca onun arkadaşı olsun. 

Açıklama
Roman boyunca martısına karşı büyük bir sevgiyle bağlanan Salih’in durumu, bu alıntıdan bir ölçüde anlaşılabilir.
 
Alıntı #6, Sayfa 372: 
Ben ki, beyefendi, birkaç günde doksan bin kişinin karlar üstünde vefatını gördüm beyefendi. Benim bu dünyadaki içine düştüğüm tenakuzu anlıyor musunuz? Bir yanda, affedersiniz, doksan bin ölü, bir yanda da kanadı kırık martı için canını verecek Salih beyefendi hazretleri gibi bir insan şahsiyet… Dikkat buyurun beyefendi…” 

Açıklama
Al Gözüm Seyreyle Salih’in en temel “çatışmalarından” bir tanesi, son derece basit bir şekilde, “iyilik” ile “kötülüğün” bir çekişmesi olarak görülebilir.
 
Doktor Yasef, bu alıntıda bizzat tanıklık ettiği Sarıkamış Faciasını hatırlar. Birinci Dünya Savaşı sırasında, Enver Paşa tarafından Rusya’ya düzenlenen Sarıkamış seferi, ağır kış koşulları nedeniyle on binlerce askerin donarak şehit olmasına neden olur. Doktor Yasef, bir taraftan böyle bir şeyin yaşanabildiği dünyada, martısı için neredeyse ölümü göze alan Salih gibi bir insanın var olabilmesini anlamlandırmakta zorluk yaşar.
 
Romanda Salih, Metin, Temel Reis, Doktor Yasef gibi iyi; Büyükana, Hacı Nusret, Yusuf gibi kötü karakterler bulunur.
Doktor Yasef’in “tenakuzu”, yani içinde bulunduğu ikilem, dünyada her iki türden de insan bulunmasının yarattığı kafa karışıklığıdır. Bir anlamda, Al Gözüm Seyreyle Salih’in de bu konuyu işlediği söylenebilir.
 
Bu noktada, Doktor Yasef’in iyi bir karakter olmasının temel sebeplerinden birinin de bu alıntı içinde görülebildiğini hatırlatmak faydalı olur. Yasef’in bu sözleri, doğrudan Salih’e söylenmiştir: Yani yaşlı doktorun, bütün içtenliğiyle, “Salih beyefendi hazretleri” olarak hitap ettiği kişi, on bir yaşındaki Salih’ten başkası değildir. Çocuklara bile bütün inceliğiyle “beyefendi” diye hitap eden, onları kendisiyle eşit gören Doktor Yasef, romandaki en olumlu karakterlerden bir tanesidir. 
  
canlı bahis siteleri rulet siteleri bahis siteleri yeni giris casino siteleri bahis siteleri free spin veren siteler casino siteleri deneme bonusu bahis siteleri canlı casino siteleri slot siteleri grandpashabet betwoon