Ankara Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Alıntı #1, Sayfa 79: 
“(…) Sanki, bu alem bana küs ve ben ona dargın gibiyim. Hem, bu Anadolu peyzajlarının dili yok. İstanbul’da her taraf konuşur. Her taraf, size bir şey söyler. Sanki, taşı toprağı canlı gibidir.”
 
“Buraların da bir dili vardır ama, biz anlayamıyoruz.” 


Açıklama
Romanın ilk bölümünde karşımıza çıkan iki tema, o dönemde henüz bir kasaba olan Ankara’nın İstanbul’dan farkı ve buradaki halk ile İstanbullu aydınlar arasındaki farklardır.
 
Selma Hanım ile Neşet Sabit arasında geçen bu konuşma, Neşet Sabit’in buradaki kültüre saygı göstermesini, meselenin bir “medeni – medeni olmayan” meselesi değil, bir farklılık meselesi olduğunu ortaya koymasına vesile olur. 
 
Alıntı #2, Sayfa 90: 
“Öyle ise, ben seni bırakır giderim. Canımı pazarda bulmadım ya,” diye haykırdı. 

Açıklama
Selma Hanım’ın ilk kocası tarafından söylenen ve evliliklerini bitiren bu cümle, Nazif Bey’in Milli Mücadele’ye desteğini de somut bir şekilde okuyucuya gösterir. Nazif Bey Ankara’ya geçme konusunda herhangi bir tereddüt göstermemiştir – ancak iş kendi canını tehlikeye atmaya geldiğinde, arkasına bakmadan Ankara’yı ve Milli Mücadeleyi terk eder. 
 
Alıntı #3, Sayfa 106: 
Eski Milli Mücadelecilerden bazıları gibi Hakkı Bey için de kıyafet değişiminden sonra milli dâva âdeta böyle bir mondenlik iddiası şekline girmişti. Bir Avrupalı gibi giyinip süslenmek, bir Avrupalı gibi dans etmek, bir Avrupalı gibi yaşayıp eğlenmek (…)
 
Alıntı #4, Sayfa 116: 
Eğer yengesi, arasıra (sic) eğilip de ona birkaç kelime söylemese, o da başını çevirip ona cevap vermese, uzaktan, bunun gerçekten süslü bir yastık mı, yoksa canlı bir mahluk mu olduğunu kestirmek epeyce güç olurdu. 

Açıklama
İkinci bölümün temel eleştirisi olarak tanımlanabilecek gösteriş meraklılığı, Yakup Kadri’nin zaman zaman iğneleyici yorumlar yapmasına da sebep olur.
 
Murat Bey’in kardeşi Cemile’yi betimlerken kullandığı bu sözcükler, bunun iyi bir örneği olarak görülebilir. 
 
Alıntı #5, Sayfa 123: 
Ben inkılâbı hiçbir zaman, hayatın dış şekillerini değiştirmek manasına almadım. Hele, bir konfor ihtiyacı, bir konfor’a eriş cehti manasına hiç alamıyorum. 

Açıklama
Neşet Sabit tarafından söylenen bu cümleler, yalnızca bu karakterin romandaki diğer kişilerden farkını ortaya koymakla kalmaz, aynı zamanda ikinci bölümde getirilen tüm eleştirilerin bir özeti olma özelliği de taşır.
 
Alıntı #6, Sayfa 13: 
Genç adam, yarım saat evvel “aksa-yı garp”ta [uzakbatı] idi. Şimdi, tam Asya’nın, bir ortaçağ Asyası’nın göbeğindedir. Bu kadar ivicaçlı [eğri büğrü, engebeli] bir cemiyet içinde doğru yolu nasıl bulmalı? Bu mevlûda gidenler mi haklıdır, o salonda dans edenler mi? Doğrusu, Neşet Sabit, kendisini ne onlardan, ne bunlardan addedebiliyordu. Onun millî idealine göre vücut bulması lazım gelen yeni Türk cemiyetinin üslûbu ne bu kerpiç duvarlar arasında bir örümcek gibi yaşayanlardan, ne de iğreti bir dekor içinde kurulmuş kuklalar gibi zıplayanlardan örnek alabilirdi. 
canlı bahis siteleri rulet siteleri bahis siteleri yeni giris casino siteleri bahis siteleri free spin veren siteler casino siteleri deneme bonusu bahis siteleri canlı casino siteleri slot siteleri grandpashabet betwoon