Hüyükteki Nar Ağacı Yaşar Kemal

Memet
Hösük
Yusuf
Aşık Ali
Memet Çocuk
Köyden ayrılıp Çukurova’ya gitme konusunda en istekli gözüken karakter - ve bu anlamda ekibin başını çeken kişi - Memet’tir. Roman Memet ile başlar ve Çukurova’da iş olmadığı söylentilerinin doğru olduğu anlaşılınca bile, Memet bu konudaki iyimserliğini kaybetmeyen bir figür olarak resmedilir.
 
Daha ilk andan, başta karısı ve sonra Yusuf kendisini Çukurova’ya gitmekten vazgeçirmeye çalışsa da, bu baskılara karşı koyar ve iş aramak için köyünden ayrılır. Büyük umutlar bağladığı “Ablasının” onun yüzüne bile bakmaması bir hayal kırıklığı etkisi yaratsa da, Memet’in iyimserliği roman boyunca devam eder. Diğer karakterler geri dönme kararı verdiğinde bile Memet, gördükleri her köyü yeni bir fırsat olarak değerlendirir ve şanslarını bu köylerde de denemek için ısrarcı olur.
 
Bu noktada, Memet’in biraz iyimserlikten, biraz da gururdan yola çıkarak hareket ettiği düşünülebilir. Arkadaşlarını toplayıp, karısına para getirme sözüyle evden ayrılan Memet, bir noktadan sonra iş bulunamayacağını kabullense de, geri dönmeyi kendisine yediremediği için de Çukurova’da kalmayı tercih ediyor olabilir.
Roman boyunca az konuşan Hösük, grubun güçlü ve öfkeli üyesi olarak karşımıza çıkar. Yusuf yürüyemeyecek kadar hastalandığı sıralarda onu sırtına alıp taşıyan hep Hösük olur, fakat bu Hösük’ün Yusuf’a karşı her zaman iyi davrandığı anlamına gelmez. Duygularını saklama ve kontrol etme konusunda fazla iyi olmayan Hösük, hasta olduğu halde kendileriyle birlikte gelerek onları yavaşlatan Yusuf’a veya sürekli olarak çalışıp bir öküz alma fikrini değerlendiren Memet Çocuk’a sinirlenen, onlara bağırıp çağıran tek karakterdir.
 
Yine de, bu tavırlarına karşın ne Memet Çocuk’a, ne de Yusuf’a herhangi bir kötülük yapar. Hatta, roman boyunca Yusuf ile en çok ilgilenen kişi Hösük olur. 
 
Özellikle fiziksel gücü ve dayanıklılığıyla dikkat çeken Hösük’ün, belli anlamlarda doğaüstü bir karakter gibi okunabilmesi de mümkündür. Özellikle Yusuf’u sırtına alıp taşıdığı sahnelerde karakterin işlevi, modern bir örnek olarak Game of Thrones dizisinde Bran’i taşıyan Hodor ile karşılaştırılabilir.

 
Romanın başından sonuna kadar, ara ara kendini biraz daha iyi hissettiği dönemler hariç ayakta duramayacak kadar hasta gözüken Yusuf, ekibin en zayıf karakteri olarak karşımıza çıkar. Sürekli olarak sıtma nöbetleri geçiren, sürekli birilerini sırtında veya birilerine yaslanarak yürüyebilen Yusuf, bu hastalığı Çukurova’da kapmıştır.
 
Bir anlamda kendisinin, Çukurova’nın insanlar üzerindeki negatif etkilerini gösteren karakterlerden bir tanesi olduğunu söylemek mümkündür.

 
Aşık Ali, ekibin ağırbaşlı, sakin ve bilge karakteri olarak karşımıza çıkar. Bir aşık olduğu için saz çalarak, hikayeler anlatarak arkadaşlarını meşgul eden Aşık Ali, aynı zamanda tarlada çalışmak konusunda da diğerlerinden geri kalmaz. Üstelik, ekibin yanlarında bir aşık ile gezmesi onlara gittikleri köylerde saygı duyulmasını sağlar, Aşık Ali de genellikle işverenlerle ve köylülerle konuşma sorumluluğunu üstlenen karakter olarak gösterilir.
 
Roman boyunca mütevazı bir tavırla hareket eden Aşık Ali, aynı zamanda ekibin kendi içinde barışçıl ve ılımlı kalmasını da sağlayan karakterdir. Zaman zaman sert çıkışlar yapan Hösük’ü sakinleştiren, onu kontrol eden Aşık Ali, bu sayede ekibin bilge karakteri rolünü de daha net bir şekilde oynamış olur.

 
Ekibe son katılan karakter olan Memet Çocuk, yaşından beklenebileceği şekilde henüz ilk sayfalardan masum, büyük ve basit hayaller kuran, etrafındaki yetişkinler tarafından fazla ciddiye alınmayan bir karakter olarak anlatılır.
 
Memet Çocuk ile ilgili en ilginç nokta (büyük boynuzlu bir öküz alma hayali ile birlikte) takıntılı olduğu tek konunun “hakkının verilmesi” olmasıdır. Kendisi yaşında bir çocuktan beklenmeyecek bir ısrarla, her konuda hakkının verilmesini isteyen, gittikleri her köyde “orada hakkının verilip verilmeyeceğini” soran Memet Çocuk, romanın ilerleyen bölümlerinde kamçılı ağanın kendilerine hakaret etmesi ile ciddi bir değişiklik geçirir. Git gide daha sessiz, daha düşünceli bir hale gelen Memet Çocuk, zaman zaman grubun arkasında kalmaya, onlardan ayrı vakit geçirmeye başlar.
 
Nar Ağacı’nın kerametine önce o da diğer karakterler gibi inansa da, diğerleri ağacın kökünün yanında dua ederken, duruma tek gerçekçi yaklaşan Memet Çocuk olur. Kendisine bile hayrı olmayan bu ağacın, kendilerine yardım etmesini mümkün görmeyen Memet Çocuk, romanın sonunda Hösük’ün hançerini çalarak ekipten ayrılır.
 
Çıkarılabilecek bir sonuç, roman başından beri hakkının verilmesini isteyen Memet Çocuk’un, birlikte dolaştığı kişilere nasıl haksızlık edildiğini gördüğünde hakkını bu insanlarla aramanın doğru olmadığı fikrine ulaşmış olmasıdır. Bu nedenle, onlara nasıl saygısızlık yapıldığını gördükten sonra, Hösük’ün hançerini alıp, şansını tek başına denemeye karar vermiştir.
 
Hüyükteki Nar Ağacı romanı ile ilgili ortaya atılan teorilerden bir tanesi, Memet Çocuk’un Yaşar Kemal’in en meşhur romanı İnce Memed’in ana karakteri ile aynı kişi olduğu yönündeki teoridir.

 

 
canlı bahis siteleri rulet siteleri bahis siteleri yeni giris casino siteleri bahis siteleri free spin veren siteler casino siteleri deneme bonusu bahis siteleri canlı casino siteleri slot siteleri grandpashabet betwoon