Hüyükteki Nar Ağacı Yaşar Kemal

Özet
Detaylı Özet
Ana Hatlar


Hüyükteki Nar Ağacı'nın yapısı geleneksel bir roman yapısından fazla ayrılmaz, ancak Yaşar Kemal'in asıl öne çıkarttığı "olaylar" değil Çukurova'nın koşullarıdır.
 

Köyünde zor koşullarda yaşayan Memet, arkadaşları Hösük, Aşık Ali ve Yusuf ile birlikte iş bulmak için Çukurova’ya doğru yola çıkar. Çukurova’da artık iş kalmadığı söylentilerine rağmen, Memet’in tanıdığı birine güvenen ekibe, yolda Memet Çocuk da katılır ve beşli Çukurova’ya doğru yola çıkarlar.
 
Fakat, Çukurova’da işler planladıkları gibi gitmez. Traktör ve biçerdöver gibi teknolojik gelişmeler nedeniyle, buradaki tarım artık makinelere bağlı hale gelmiştir. Önce Memet’in daha önce çalıştığı yerde iş olmadığını gören ekip, daha sonra iş bulma umuduyla Çukurova’yı gezmeye başlar. İki günlük bir iş dışında çalışacak hiçbir yer bulamazlar, aynı zamanda sıtma olan Yusuf’un hastalığı ile uğraşırlar.
 
Bütün bu koşullar altında, köylerine geri dönmeye karar verirler. Fakat Memet, her gördüğü köye girip şanslarını denemek için ısrar eder. Bu şekilde girdikleri ağaçlıklı bir köyde, sıtmaya iyi gelen “Hüyükteki Nar Ağacı”nın hikayesini duyarlar ve hem Yusuf’un hastalığı, hem de kendilerinin işsizlik sorunu için bu ağacı bulmaya karar verirler.
 
Bu yeni hedeflerine doğru giderken, yolda karşılaştıkları bir ağa artık makineleri olduğunu söyleyerek onlara hakaret eder ve bu durum ekibin guruna dokunsa da, onunla yüzleşmeden ağacı aramayı sürdürürler. Kendilerini ağırlayan Bostancı Ahmet ve kendilerine (yine kısa süreli) bir iş veren Resul’ün de yardımlarıyla kesilmiş olan ağacın kökünü bulurlar ve orada dua ederler.
 
Romanın sonunda, özellikle kendilerine hakaret eden ağayla karşılaştıktan sonra oldukça farklı davranmaya başlayan Memet Çocuk Hösük’ün değerli hançerini de çalarak ortadan kaybolur, ekibin geri kalanı ise yollarına geri dönerler. 

 


Hüyükteki Nar Ağacı'nın yapısı geleneksel bir roman yapısından fazla ayrılmaz, ancak Yaşar Kemal'in asıl öne çıkarttığı "olaylar" değil Çukurova'nın koşullarıdır.

 
Hüyükteki Nar Ağacı, Memet’in karısının tarladaki tohumlarının çürüdüğünü fark etmesi ile başlar. Karısı önümüzdeki günlerde aç kalacakları korkusuyla eve dönerken, Memet iş bulmak için Çukurova’ya gitme hazırlıkları yapmaktadır. Kısa vadeli bir çözüm olarak, keçilerini satıp bir miktar para elde ederler ve gerisini Memet’in Çukurova’dan kazanacağı para ile getirmeyi umarlar.
 
Memet, köyün aşığı Ali ve Hösük ile yola çıkma hazırlıkları yaparken Yusuf onları Çukurova’ya gitmemeleri için uyarır. Ona göre Çukurova’da açlıktan kurtlu sulara, veremden sıtmaya her türlü kötülük vardır, fakat bu uyarılar ekibin yola çıkmasını engellemez, hatta Yusuf’un kendisi bile hasta haliyle onların peşine takılır. Yolda yaptığı çobanlık işinde kendisine “hakkının verilmediğini” söyleyen Memet Çocuk da onlara katılır ve böylece Çukurova’ya iş bulmaya giden ekip tamamlanmış olur.
 
Çukurova’da uğradıkları ilk adres, Memet’in yol boyunca “Ablam” olarak bahsettiği bir kadın olur. Daha önceden bu kadının yanında çalıştığı anlaşılan Memet, onun kendisini çok sevdiğini ve mutlaka kendisine iş bulacağını söyler, fakat yanına gittiklerinde kadın Memet’in yüzüne bile bakmaz, gelenlere bir ekmek verilip gönderilmelerini ister.
 
Bu olayın şokuyla daha önceden burada birlikte çalıştığı işçilerden “Sarı” ile konuşan Memet, ondan Çukurova hakkındaki son gerçekleri öğrenir: Köyden çıkmadan duydukları dedikodular doğrudur: Traktör ve biçerdöver gibi makineler nedeniyle, artık Memet ve arkadaşları gibi tarım işçilerine gerek kalmamış, Çukurova’da iş bulmak imkansız hale gelmiştir.
 
Bu durum üzerine Çukurova’da farklı yerlere doğru yürümeye başlayan ekip, bu karamsarlığı kabul etmez. Özellikle Memet, yolda gördükleri onlarca işsiz ırgata rağmen, kendilerinin bir şekilde iş bulacağından emindir.
 
Bir süre sonra, Akköy adlı bir köyde, kendilerine iş verebileceğini söyleyen yaşlı bir adamla karşılaşırlar. Veli Ağa adlı bir adamın ekinleri yatık çıktığı için makineler bunları biçememektedir. Mehmet ve arkadaşları hemen bu işi üstlenir ve iki günde tüm ekinleri toplarlar. Buradan bir miktar para kazandıktan sonra, Çukurova’da iş bulabilecekleri yönündeki iyimserlikleri de artar.
 
Fakat bu, gerçek anlamda buldukları son iş olur. Yaşar Kemal’in kendi anlatımıyla, “bundan sonra Çukurova’yı bir bir dolaşırlar, çok şey görürler, uğramadık köy, yalvarmadık ağa bırakmazlar”1 fakat kendileri gibi pek çok tarım işçisinden farksız olarak, onlar da adam akıllı bir iş bulamaz.
 
Üstelik, yola çıktıklarında zaten hasta olan Yusuf’un durumu da git gide kötüleşmektedir. Sürekli üşüme ve terleme nöbetleri geçiren Yusuf, çoğu zaman yürüyemeyecek kadar kötü olur ve Hösük onu sırtında taşımak zorunda kalır.
 
Bu durum karşısında, geride bıraktıkları kişilere ne diyeceklerini kara kara düşünerek, köylerine geri dönmeye karar verirler. Fakat Memet ısrarcılığını sürdürmekte, arkadaşlarının bu fikre karşı olduğunu bilmesine rağmen onları her gördükleri köye girip iş aramaya ikna etmeye çalışmaktadır. Sonunda, ağaçlıklı bir köyde iş olacağı yönündeki fikirleri kabul görür ve ekip bu köye girip şansını denemeye karar verir.


Hüyükteki Nar Ağacı'nın kötü karakteri: Traktör
 
Ağaçlıklı köy onlara umdukları iş imkanlarını yaratmaz, fakat Yusuf köyün içinde bir sıtma nöbeti daha geçirince, köy ahalisi ona acıyarak ekibe yardımcı olur ve içlerinden birisi, sıtmalı hastaları tedavi eden kerametli bir ağaçtan, Hüyükteki Nar Ağacı’ndan basheder. Bu noktadan sonra Hüyükteki Nar Ağacı Memet ve arkadaşları için iş bulmaktan da önemli bir hal alır: Bu ağacı bulabilirlerse, hem Yusuf’un iyileşeceğini, hem de iş bulma konusundaki bahtsızlıklarının kırılacağını düşünmeye başlarlar.
 
Bu arayışla yollarına devam ederken, başlarından hepsini derinden etkileyen bir olay geçer. Kendilerini gören, çizmeli, kamçılı bir ağa, onlarla aşağılayıcı ve saygısız bir şekilde konuşunca başta Memet fazlasıyla sert tepki verir. Bu tartışma bir süre daha devam eder ve kamçılı adam onları bir daha burada görürse başlarına son derece kötü şeyler geleceğini ima ederek yanlarından ayrılır. Olay çıkmaması için köyden ayrılan ekip, Hüyükteki Nar Ağacı’nı bulmak için yürümeye devam eder, fakat bu olay özellikle Memet Çocuk üzerinde çok büyük etkilere sahip olur.
 
Bir süre yürüdükten sonra, bir bostana gelen ve büyük bir ağacın gölgesinde dinlenmeyi kararlaştıran beş köylü, burada Bostancı Ahmet ile tanışır. Kendilerini büyük bir misafirperverlikle, yemekler ve meyvelerle ağırlayan Bostancı Ahmet, Hüyükteki Nar Ağacı’nu bulma konusundaki çabalarını öğrenir - ve onlara ertesi gün Hasan Emmi’nin geleceğini, onun bölgedeki tüm bitkiler hakkında derin bir bilgisi olduğunu anlatır.
 
Fakat, Hasan Emmi beklenen iyi haberleri vermez. Ona göre, bölgede böyle bir ağaç yoktur -- ve zaten Çukurova’da bir zamanlar var olan tüm ağaçlar artık kesilmiş, yerinden sökülmüştür. Bu bilgiye karşın Hüyükteki Nar Ağacı’nın varlığına ve onun kerametine inanmayı sürdüren ekip, Bostancı Ahmet ile vedalaşır ve yollarına devam eder.
 
Hüyükteki Nar Ağacı’nı ararken, Çukurova’da ikinci kez iş bulan beşli, kısa bir süre için Resul adlı bir adama yardımcı olur ve ondan bir miktar para alır. Resul’a yardımcı oldukları köyde yaşayan Molla Hacı’dan, bir zamanlar böyle bir ağaç olduğunu, fakat bu ağacın kesildiğini öğrendikten sonra, kökünün bile şifalı olacağını düşünerek tarif edilen yere giderler ve ağacın kökünün yakınında dua ederler.
 
O geceyi ağacın yanında geçiren ekip, sabah uyandığında Memet Çocuk’un kaçtığını fark eder. Aşık Ali’ye göre, kamçılı ağa ile karşılaştıkları günden beri bir tuhaf olan Memet Çocuk, diğerleri uyurken Hösük’ün değerli hançerini çalıp ortadan kaybolmuştur. Roman, Memet, Hösük, Aşık Ali ve Yusuf’un ağacın yanından ayrılması ve yollara geri dönmesi ile sona erer.

1 s. 37
Memed’in karısı ve çürüyen tohumlar – Keçinin satılması – Memed’in Çukurova’ya gidişi – Hösük, Aşık Ali, Yusuf – Yusuf’un uyarısı – Memed Çocuk – Yola çıkış – Memed’in Ablası – Çukurova’daki değişiklikler – Traktör, Biçerdöver, işsizlik – “İş yok” konuşmaları – Memed ve arkadaşlarının iyimserliği – Aşık Ali’nin anlattığı hikaye – Veli Ağa’nın yatık ekinleri – İş – Yusuf’un hastalığı – İşin tamamlanması – Tekrar Çukurova, hastalık, işsizlik, traktör, yaşadıkları maceralar – Yusuf’un yürüyemeyecek kadar kötüleşmesi – Ağaçlıklı köy – Hüyükteki Nar Ağacı söylentisi – Kamçılı Adam, hakaretleri – Bostan – Bostancı Ahmet’in misafirperverliği – Hüyükteki Nar Ağacı’nın yeri? – Hasan Emmi’nin öyle bir ağaç olmadığını söylemesi – Arayışa devam – Resul ve Molla Hacı – Ağacın kesildiği bilgisi – Ağacın kökünü keşif – Memed Çocuk’un kaçması - Son
 
canlı bahis siteleri rulet siteleri bahis siteleri yeni giris casino siteleri bahis siteleri free spin veren siteler casino siteleri deneme bonusu bahis siteleri canlı casino siteleri slot siteleri grandpashabet betwoon