Yaban Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ahmet Celal
Salih Ağa / İmam Efendi

Romanın ana karakteri olan Ahmet Celal, Yaban’da üzerinde gerçek anlamda durulan, iç dünyası gerçek anlamda okuyucuya gösterilen tek karakter olarak tanımlanabilir. Ahmet Celal’in romandaki temel rolü, Türk aydını ve Türk köylüsü arasındaki derin uçurumu göstermektir.
 
Yakup Kadri, romanının mekanını köy olarak belirler. Buranın halkı köylülerin bakış açısını gösterirken, Ahmet Celal de okumuş, iyi eğitim almış, ancak bir şekilde ait olmadığı bu yere “düşmüş” bir subay olarak aydınları temsil eder.
 
Ahmet Celal’in karakterindeki pek çok nokta, romandaki kurguyu destekleyecek şekilde yaratılmıştır. Genç subay köyde çok yalnız olduğu ve sıkıldığı için defterine yazı yazmaya başlar. Kurtuluş Savaşı’nı bütün kalbiyle desteklemektedir, ancak I. Dünya Savaşı’nda kolunu kaybettiği için Ankara’ya destek değil, bir yük olacağını düşünür ve savaşa katılmaz. Bütün bunlar, Kurtuluş Savaşı’nı tamamen destekleyen, bu savaşın bütün değerlerini taşıyan, ancak savaşa katılmamak için geçerli bir sebebi olan bir karakter yaratır. Bu da, Yaban gibi bir romanın yazılabilmesi için gereklidir.
 
Bu açıdan, Ahmet Celal’in kolunun kesik olması aslında her şeyden önce edebi bir “gereklilik” haline gelir.  
 
Roman boyunca köylülere yaklaşımını hep “Biz” ve “Onlar” şeklinde bir ikilem üzerinden yaşayan Ahmet Celal’in karakterinin pek çok boyutunu doğrudan Yakup Kadri’nin yaklaşımından aldığı söylenebilir. Ahmet Celal’in köylüler hakkında gözlemlediği ve yanlış bulduğu şeylerin pek çoğunu, Yakup Kadri kendisi kişisel olarak gözlemlemiştir.
 
Yaban’ın güncel baskıları, Yakup Kadri’nin bu bölgede bulunduğu sırada yaşadıklarından da kısaca bahsettiği bir giriş yazısıyla başlar. Tıpkı Ahmet Celal’in yaşadığı köy gibi, “Porsuk Çayı kıyılarında” geçirdiği üç – dört aylık “kabusu” yıllarca unutamadığını belirten Yakup Kadri, bunun orada geçirdiği günlerden on – on bir yıl sonra Yaban romanında kendisini gösterdiğini ifade eder.[1]
 
Kısacası Ahmet Celal, edebi açıdan aydın – halk bölünmesini bir köyün içinden değerlendirebilmek için yaratılmış bir karakter olarak tanımlanabilir. Bu karakterin gözlem, çıkarım ve buhranlarının pek çoğu da, doğrudan romanın yazarının, Yakup Kadri’nin kişisel deneyimlerinden gelir.
 
[1] s. 15

Roman büyük ölçüde Ahmet Celal’e ve onun iç dünyasına yoğunlaşsa da, romandaki diğer karakterler arasında en çok göze batanın Salih Ağa olduğu söylenebilir.
 
Salih Ağa ve İmam Efendi, Kurtuluş Savaşı romanlarında karşımıza oldukça sık çıkan bir karakter türünü temsil eder. Yaban’da Kurtuluş Savaşı ile ilgilenmemek, bu savaşı Türkiye’nin kazanmasını önemli bir şey olarak görmemek bütün köye atfedilen bir özelliktir. Köydeki karakterler, ucu kendilerine dokunmadığı sürece, savaşı çok da fazla umursamaz.[1]
 
Ancak Salih Ağa ve İmam Efendi, işi bir adım daha ileri götürür. Onlar, Yunan askerine yol göstererek, onları ağırlayarak düşmanla doğrudan işbirliği yapar.[2] Romanın sonunda, Yunan askerleri kasabayı yakıp yıkarken hiç kimse Salih Ağa’nın evine ve mallarına el sürmez.[3] Bu yazıdan daha detaylı olarak okuyabileceğiniz gibi, en kötü karakterlerin Yunan işgaliyle işbirliği yapan kişiler olması, Kurtuluş Savaşı romanlarında sık sık karşılaştığımız bir durumdur.
 
Salih Ağa’nın temsil ettiği bir başka karakter grubu ise eşraftır.[4] Bir bölgenin ileri gelenlerini, zengin ve nüfuzlu kişilerini ifade etmek için kullanılan bu kavram, Türk Edebiyatı’nda, özellikle de köy romanlarında sık sık karşımıza çıkar. Yakup Kadri, bu romanda eşraf kavramının üzerine fazla gitmez ve bu konuyu fazla gündeme getirmez.
 
Ancak Salih Ağa’nın zengin olduğunun söylenmesi, kafasına göre Zeynep Kadın’ın topraklarında hak iddia etmesi, burada yetişen ürünleri kimseye sormadan çalması ve bunlar nedeniyle hiçbir sonuçla karşılaşmaması, onu bu karakter türü içinde değerlendirmeyi mümkün kılar. Üstelik, Ahmet Celal mahkemeye gidip haklarını aramayı teklif ettiğinde, Zeynep Kadın’ın bunun işe yaramayacağını bilmesi de önemli bir detaydır. Salih Ağa’nın bir şekilde “para yedirip, kadı ile bir olup” herkesi kendinden yana çıkaracağını bilmesi, farklı romanlarda eşraf ile ilgili gördüğümüz özellikler ile büyük benzerlik taşır.[5]
 
Bu kavramın karşımıza çıktığı ve Yaban’dan daha kapsamlı olarak değerlendirildiği romanlara örnekler için, ilgili listemize göz atabilirsiniz:

3 Romanla: Türk Edebiyatı'nda Eşraf
 
[1] s. 26 – 27, s. 150, s. 152 - 53
[2] s. 110
[3] s. 191
[4] s. 110
[5] s. 62
canlı bahis siteleri rulet siteleri bahis siteleri yeni giris casino siteleri bahis siteleri free spin veren siteler casino siteleri deneme bonusu bahis siteleri canlı casino siteleri slot siteleri grandpashabet betwoon