Osmancık Tarık Buğra

 
Osman Gazi
Mihail Kosses (Köse Mihal)
Şeyh Ede Balı
Osmancık romanı, tek cümleyle, Osman Gazi’nin hayatını anlatan bir roman olarak tanımlanabilir. Bu, Osman Gazi’nin romandaki en önemli karakter olduğu anlamına gelmekle kalmaz, aynı zamanda onun kişiliğinin, yaptıklarının ve hayatının romanın ana konusu olduğu anlamına gelir.
 
Tarık Buğra’nın Osman Gazi’yi ele alırken kullandığı en ilginç teknik, onun karakterini farklı boyutlara ayırarak incelemesidir. Romana ismini veren “Osmancık” lakabı, Tarık Buğra tarafından çok belirli bir anlamda kullanılır: “Osmancık”, Osman’ın gençlik yıllarındaki, aşırı atılgan, kavgacı, sabırsız, sorumsuz halini ifade eder.
 
Romanın ilerleyen bölümlerinde, Şeyh Ede Balı sayesinde yavaş yavaş dönüştüğü “Osman Bey” ise, Osmancık’ın yerini alan, daha doğrusu, Osmancık’ın atılganlığını, savaşçılığını, kavgacılığını sadece yeri geldiğinde kullanmayı öğrenebilmiş halini ifade eder.
 
Bu açıdan, bütün romanın Osman Gazi’nin Osmanlı Devleti’ne dönüşecek devleti kurabilecek nitelikte bir lider haline gelme süreciyle alakalı olduğu söylenebilir. Romanı okuduktan sonra, Osmancık – Osman Bey ikilemini bir kez daha tekrar etmek bu karakterin önemini anlamak açısından yeterli olacaktır. Bu durumun daha detaylı bir incelemesi için, Analiz bölümündeki Osmancık – Osman Bey başlığına göz atabilirsiniz.

Tarık Buğra, romanın anlatısını büyük ölçüde “sınırlı üçüncü şahıs” olarak tanımlayabileceğimiz üslup üzerinden ilerletir. Bu anlatı üslubunda, anlatıcı olayları üçüncü şahıs gözünden anlatır, ancak roman karakterlerinin iç dünyası konusunda “sınırlı”dır: Anlatıcı tüm karakterlerin iç dünyalarını, düşüncelerini, duygularını okuyucuya ulaştırmaz, yalnızca ana karakterlerinkini ulaştırır.
 
Bu romanda, anlatının odak noktasındaki karakter genellikle Osman Bey’dir. Fakat yazar, gerekli gördüğü noktalarda, belli başlı yan karakterlerin görüşlerini ve hislerini de okuyucuya aktarmaktan kaçınmaz. Bu karakterler içinde en önemlisi - ve Kayı Boyu’na dahil olmayan tek kişi - zengin bir Bizanslının oğlu olan Mihail Kosses’tir.
 
Romanın başında hayatı Osman Gazi tarafından kurtarılan Mihail Kosses, bu konudaki vefasından dolayı hayatı boyunca Osman Gazi’ye destek olur. Ancak, Bizanslıların ve Türk Beyliklerinin zaman zaman birlikte çalışabildiğini gösteren “tarihi” bir öğe olmanın dışında, Mihail Kosses’in bir de edebi boyutu vardır.
 
Tarık Buğra, Köse Mihal olarak da tanınan bu tarihi kişiyi, Kayı Boyu’nun meziyetlerini dışarıdan hayranlıkla takip eden bir bakış açısı olarak kullanır. Mihail Kosses, İnönü Beyi Mahmut’a ziyarete gittikleri sırada yaşanan baskında, Osman Gazi’nin annesinin cenazesinde ve bir elçi olarak gönderilen Abdullah’ın Nikoferos tarafından öldürülmesi sırasında hep Türklerin kardeşliğine, yoldaşlığına ve “mertliğine” hayran kalır.
 
Kendi toplumunu yozlaşmış, yenilmeye mahkum bir toplum olarak gören Mihail Kosses, Tarık Buğra için ana karakterleri olan Türkleri “bir yabancının” gözünden övmek, “Bizans” ile “Osmanlı” arasındaki farkları göstermek, Osman Gazi yönetimindeki beyliğin bu dönemde neden Bizans’a göre daha üstün bir topluluk olduğunu değerlendirebileceği bir araç haline gelir.
 
Romanın yetmişinci sayfasındaki kısa bir alıntı, Mihail Kosses’in roman boyunca sık sık tekrarlayacağı bu yaklaşımın net bir özeti olarak sunulabilir:
 
“Çünkü Mihail, o beş kişinin, bir anda, tek bir irade, tek bir şuur, tek bir gönül oluverdiğini – gözleriyle – görmüştü.
 
Ve Mihail, kafasını ne kadar zorlasa da, kendi toplumunda onlar gibi olacak, onlar gibi davranacak beş değil, iki arkadaş bulamıyordu.”
 
Tarihi olarak da Osman Gazi’nin yanında yer alan ve daha sonra Müslüman olarak Abdullah adını seçen Mihail Kosses, romanda da Türklere duyduğu büyük hayranlığa dayanamaz ve sonunda onlardan biri haline gelir.  
Analiz bölümünde daha detaylı olarak da okuyabileceğiniz gibi, Osmancık pek çok açıdan “destansı” bir roman olarak okunabilir. Bu tür eserlerde sık görülen ögelerden bir tanesi, ana karaktere nasihatlerde bulunan, onun “doğru yolu” bulmasını sağlayan, bir anlamda ona kılavuzluk eden karakterlerin varlığıdır.
 
Üstelik, bu karakterleri yakından tanımak için klasik edebiyatın en ücra köşelerine bakmak da gerekmez. Günümüzün çok okunan “epik” hikayelerinde, sinema filmlerine ve televizyon dizilerine dönüştürülen efsanelerde de bu mantıkta karakterler görülebilir.
 
J.R.R Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi kitaplarında Gandalf, Harry Potter serisinde Albus Dumbledore, Taht Oyunları serisinde Üstat Aemon; Kral Arthur mitosunda Merlin, Star Wars serisinde Yoda ve Obi-Wan Kenobi gibi karakterler, hep ana karaktere göre arka planda kalan, ancak bu karakterin kendi potansiyeline ulaşabilmesini sağlayan kişiler olarak kullanılır.
 
Osmancık romanında Şeyh Ede Balı da popüler kültürden bu örneklerle karşılaştırılabilecek bir rolde kullanılır. Gençlik yıllarında kavgacı, sabırsız bir adam olan Osman Gazi, Ede Balı’nın yönlendirmesiyle bu yönlerini kontrol altına alır, daha güvenilir, daha ağırbaşlı, düşünerek kararlar alan, saygı gören bir lider haline gelir. Romanın henüz başlarında, Ertuğrul Gazi’nin oğlu Osman’a Ede Balı hakkında verdiği tavsiyeler de, aslında okuyucuya bu rolü gösterir niteliktedir:
 
“Dinle oğul (…) Ede Balı’nın terazisi doğru tartar, dirhem şaşmaz. Bana karşı gel; ona gelme. (…) Ede Balı soyumuzun ışığıdır.”1
 
Osman Gazi, “Osmancık”ı kontrol altına alıp “Osman Bey”e dönüştükten sonra da, babasının nasihatini dinlemeyi sürdürür. Ede Balı, onun “kaderini” takip ederek bir dünya devleti yaratacak kişi haline gelmesini sağlamanın ötesinde, Osman Gazi’nin kararsız kaldığı konularda danıştığı, hatta oğlu Orhan’ı da tanımaya, dinlemeye yönlendirdiği biri haline gelir.  
 
Osman Gazi’nin “yol göstericisi”, klasik bir “bilge ihtiyar” figürü olarak karşımıza çıkan Ede Balı ile ilgili son derece enteresan bir nokta, onun Osman Gazi’ye bey olduktan sonra verdiği tavsiyelerdir. “Ey oğul, beysin…” kalıbıyla başlayan bu nasihatler dizisi, günümüzde son derece popüler bir hale gelmiş, hatta Şeyh Edebali tarafından, gerçekten Osman Gazi’ye verilmiş, tarihi nasihatler olarak değerlendirilmeye başlanmıştır.
 
Bu konudaki ilginç bir yazı için, Şeyh Ede Balı’nın Osman Gazi’ye Nasihatleri başlıklı dosyamızı okuyabilirsiniz.

1s. 15
 
canlı bahis siteleri rulet siteleri bahis siteleri yeni giris casino siteleri bahis siteleri free spin veren siteler casino siteleri deneme bonusu bahis siteleri canlı casino siteleri slot siteleri grandpashabet betwoon